5
Yorum
7
Beğeni
5,0
Puan
1509
Okunma
Soğuk bir geceden geldim sana
Adım yok, sanım yok
Toprağın içinde kaybolan acemi bir tomurcuktum
Tutunabileceğim, filizleneceğim yer yoktu bana
İçimden dört nala koşan atlar geçiyor
Nallarındaki hüzünler batıyor canıma
Soğuk bir geceden geldim sana
Ceplerim şişkin
Acılar sığmıyor taşıyor etrafa
Her dem bulutlu yüreğim
Yağmuru çağrıyor gözlerim
Oysa ben bir şair kadar cesur
Bir şiir kadar ürkektim
Soğuk bir geceden geldim sana
Konvoylar geçiyor sıra sıra
Uzaklardan çalan bir türküydüm
O konvoylara eşlik eden
Ufak bir yel değirmenine takılıyor gözlerim
Öğütüyor, yakıyor
Un ufak edip dönüştürüyor gözyaşlara
Soğuk bir geceden geldim sana
Ön sözüm yok
Yol uzun, sever adımlarla
Korkak bir yürüyüş takılıyor bacaklarıma
Ellerimde yırtık kağıtlar
İçlerinde mutluluk kırıntıları
Öyle yazmıştım sana mukaddes bir kuytuda
Soğuk bir geceden geldim sana
Şakacı güneşlere aldanmışlığım var
Yalancı yıldızların sahitliğine kanmışlığım var
Bu baharda hazırdım oysa
Aşkla yanıp aşla bir olmaya
Soğuk bir geceden geldim sana
Anılarımın anadilinde tek sözcük özlem kalmış
Sensizliğin ağır geldiği kalemimin kanı akmış
Sayfalar dolusu özlem kaybından
Meçhul oldu seninli kütüphanem
Tutsana tutsana yine beni ellerimden
Soğuktu gece, üşüyordu yüreğim
Buz tutsada caniçim yinede geldim ben sana
Kapıyı aç
Kapıyı aç
Açmazsan öleceğim
5.0
100% (4)