2
Yorum
15
Beğeni
5,0
Puan
883
Okunma
kalbinden geçerken kelebek tadında dağılan dağ
ve tarihin kefenli sözleri boşluğa sürgün sessizlik
kuytu yerlerde gurbetin hırçın tuzu
ağzından sökülür çocukluğumun bahçesi
bırak dudaklarına kalbimin
su içeceğim
aynanın karşısında dolan içim
ne uzun bir yol yalnızlığın
kendi renginde/
rengime ellerini veren
hayallerini hep sağ/salim döndür
yüzümün benine
günler çabuk geçecek
koluna değen yaprak
yel/yağmur
bir martı geçerse başının üstünden
hepsi benim
unutma...
derin düşlerinin içinde uyuyan uyku
yakut diliyle sokağında gözyaşını silerken
saçını okşar/belini örterim
bütün bunları
unutma...
siyah güller
hangi uçuruma bakarsa baksın
adınla ağlarına çek beni/
zeytin ağaçlarının gölgesine
kapı sesi gibi kapat sonra
beni kendine
heybendeki kıl batarken tenime
sabırla olgunlaşan gözlerimde mavi şarkı
ki,
gömleğini soyunan gök açıyor
her geceye
uçurtma duvakları rüzgarla bir
bekliyorlar bizi
büyü umut
üstüne titrediğim zamansın
saat sesiyle kalbini kurcalarken
ruhumun...
5.0
100% (10)