5
Yorum
17
Beğeni
5,0
Puan
976
Okunma
yarın var mı
dün akşama doğru duman uykusu geçti bulutlardan
kahverengi aydınlığın gözünde
bir kelimede öldü belki kadınlar
geçerken dünler/bugünler
yazdığın kitabın sonuna
beni kendine böl
soluğu senden olan bir
meltemin başlangıcında
parmağını elma ya sürdüğün
rengini ver
ellerindeki anlamı
çocuk gülüşlerime
yarın var mı
çiçek gibi parlıyorken gözlerimin yuvarlığı
ve soğuklar bir kuşun sevincine düşüyorken
sesinin tınısındaki ıslaklığı
yüzüme sür
yerleştir sevdanı her yerime
omzumda gül taşıyan hayaller
göğsünde tarla gibi açsın
yerleştir parça parça
kentin aklına
saçlarımı
yarın var mı
denizlere eklediğim tatta her şeyim
köpüklendikçe sevda suda
anlamalısın
sevgimizin kimsenin tanımadığı
ülke olduğunu
kalesinde/güneşinde/soğuğunda
ince ince gezinen adımız biz
ağzımızda düşlerimizin penceresi
buğusunda adın/adımla
yan yana
-dilimin altında sevdikçe tanıyorum seni-
yarın var mı
amansız ve acımasız savaşlar
kılıç gibi dururken kalemin ucunda
titriyor dudaklarım
alnımda kızılca ateş
gözümde yaz yağmuru
kenetlenmiş çenende çığlıklarım
duyuyor musun
ölülerin üzerine papatya
işliyorum
özlüyorum seni
geceyi/gündüzü
hiç görmemiş gibi yıldızları
bu sabah da nefesimizi kokluyorum
yarın/a
gelip geçtiğin günler
bitirmek istemediğim umuttur
avuçlarımdaki yokluğa
odanda sevimsiz duran her şeye söyle
hiç kimseye uyanmayan bir mevsimde
birbirimize benzediğimizi
5.0
100% (10)