2
Yorum
15
Beğeni
5,0
Puan
639
Okunma
şehrin ayak bileği kırılmış sancılarında
düşlerin üzerine yatan aşk fragmanları
gözyaşımı kanla sahnelerken
giden ellerinde yalnızlık doğumu içimler
deli bir tohum gibi bedenimle
sevişir
günler boy atar çevresinde kırk yılın
sabırla bir beklerim
bir başıma
bir biçimde
ki,
yanımda olmalısın
yaşadığını duymak istiyorum
biten gecelerde
ölen sabahlarda
yontarak uzaklığı kara bir kalemle
dokunmadan severek
hep yeniden
sarı yüzümde
göğün düş oyuncakları
ve ellerimde yedi rengi gökkuşağının
ne varsa o oda da hepsi birden
sana dalmış yürümekteler
nasılsın sevgilim
kulağına dolan deniz sesleri
çağırıyor mu beni
gözbebeğimin ucunda uzun kuleler
kemanın telinde sırt üstü yatarken
parmak uçlarımla dokunup
şarkıları zırlatıyorum
uçurumların anlamında
sesinle öpüşen kumru gibi
d/üşüyorum
kıyılarına
ben ki,
kalbin cennetini bırakıp da
uyanır mıyım bulanık karanlığa
umut susadıkça koy yorgunluğunu
kanayan yanınla ömrüme
görsem bahçelerde sarmaşıkla fısıldayan çiçek
seni özlüyorum
kuşlar dönüp geliyor soluğundan
perdeleri hiç açılmamış duygulara
bilirim
her gün yeni bir savaş başlar yokluğunda
acı sesle köpüren sular
deli yağmurlar
gülüşünle birlikte eklenir
kimliğime
5.0
100% (9)