5
Yorum
11
Beğeni
5,0
Puan
919
Okunma
aklımın kırılmış kemiği
gecelere yağmur gibi yağarken sen
her gün birileri ölür
çocuklar kalır
avuçlarımda sıkıca tuttuğum toprak
daldan sıçradı elma
neden var
mutlu olmam için
adını bildiğim çiçek dilimde
heyecanken
kıvrılıyorum
boynumu büküp
göğsüne
bütün yenilgileri yaşadım
zaman dört duvar arasına
mavi resimler çizerken
ellerimin ucunda soluğun
gün gün
seninle
büyüyorum
oysa biliyorum
hasret iklimlerini
dağlara akan suları
teğellerken
gönlüme
kendimi
ağzınla bırakıyorum gökyüzüne
yankılarında sesini hep yeniden bulmak için
yüzüme yayılan gülümseme
kelebek uçmasıdır
yorgunluğuna
ki
kavuşmanın adı olmalı
sonsuzluğa karar kılan umudun
haznesinde
sallanan ışığın gölgesiyle sevişirken gözlerim
duvarda genişleyen renkleri
sevgilim diye asarım
ıssız gecelerde karanlık
korkutmaz beni
inanmazsın
köprülere inen ne ölümler gördüm
portakal ağaçlarına saklanan türküler
şimdi
yatağımın kımıltısı uykumda konuşurken
öpüyorum seni
beni saran bu ince buğuyu
gümüşten kapıyı
kimseye açmam
yaşam seninle geçerken
belleğimden
ki,
inancımı hangi büyü bozabilir
Allah a büyük konuşmayayım
kötülük evden dışarı
susadıkça
kana kana içtiğim dalgınlığım
özenmiyorum kimseye
verilen armağanı kuşların kanatları altında
hücrelerimde saklıyorum
sır gibi
Elhamdülillah
5.0
100% (9)