3
Yorum
30
Beğeni
5,0
Puan
1382
Okunma

Suyu ters akan nehir
İsyandır kadının yarasındaki dağa
Geceyi ürkütmüş
Bir hıçkırık kuşudur gözleri
Ah ateşin bedelini sordular
Saçlarındaki acıyı göstere göstere kadın
Küle dönüp koynuna giriverdi
Ters akan ömrünün.
Ne vakit bir sokak bulsam
Çıkmaza gebe karanlık taşır karnında
Yüzümü sürüp kutsal iç çekişlere
Kadına dönüyorum apansız bir şiirde
Onu arıyor, onu soruyorum
İnançtan soyutlanmış bütün hikayelerde
Onun sesi suda boğulmuş diyorlar oysa
Kirli bir çığlık gibi ömrünü kemirince vakit
Ve gençliği, terk edilmiş bir acı gibi
Dudağında ölüverdi ansızın.
Işığına ihanet bir vakti hüsranım işte
Kadının kum saatinde yaşlı bir zerre.
Düşlerimden sökülmüş bir mevsim uykusu
Uzun uzadıya aktı aforizmasından gecenin
Sonbahar çok güzel dururdu hüznün kanında
Buydu aklımda kalan pasın tek çivisi
Ve fakat
Gözyaşları ılık bir kırgınlık bıraktı göğsüme
Gider ayak bir uçurum
Gider ayak kalbimden öpmüş çılgınlık.
Sonsuzluğun kamburunda ıslak bir sızıyla
Sarsıldı kadın, yıkıldı dünyamı ayakta tutan hiçlik
Kadını ruhuma dua eyledim,
Eyledim ki bir sevda doğsun yeniden
Kahrın gelmişini geçmişini unutarak
Şimdi gri bir haritanın kırışıklığında
Yalnız başıma doğduğum gibi inatla
Yalnız başıma ve tutunmuşlukla
Ölebilmek ne acı renk Allah’ım!
Nedim KARDAŞ
5.0
100% (20)