Son defa yazıyorum, ırkımı soranlara
Al kanlı şehitlerin yetiştiği yerdenim,
Cevabım yine aynı f/arkımı soranlara
Kanımın Türk kanıyla katıştığı yerdenim.

Bazen Karadeniz’im bazen Ege Akdeniz
Ayrı gayrı bilmeyiz bir beden’iz tek geniz,
Farklı renkler olsak ta aynı ata kökteniz
Bütün güzelliklerin bitiştiği yerdenim.

Düğünde halay başı tarlada ırgatım ben
Çöl sahrada Mecnun-i dağlarda Ferhatım ben,
Ayrılık, kara sevda, sılayım, firgatım ben
Âşıkların aşk ile atıştığı yerdenim.

Elazığ’da gaggoşum Erzurum’da dadaşım
Edirne’den Iğdıra hepsi benim gardaşım,
Keşmir’den tut Hazara bütün Asya sırdaşım
Bülbül gibi dillerin ötüştüğü yerdenim.

Sivas’ta yiğido’yum Trabzon’da Gagavuz
Bir yanım Fatih Handır bir yanım Sultan Yavuz,
Azer, Kazak, Kırgız’da Özbekistan’da nevruz
Beş bin yıllık ateşin tutuştuğu yerdenim.

Karlık tepe, Uludağ, Dümenkırı, dağ taşın
Şahmelek, Pamukova sebze meyve yağ aşın,
Sakarya meydanında amansız bir savaşın
Çanakkale ruhuyla çatıştığı yerdenim.

Yemen’de türküyüm ben Filistin’de kan ağıt
Dede Korkut’ta masal, Bilge Kaan’da öğüt,
Horasan’da evliya Bitlis Bingöl’de seyit
Âlim’in tevazuyla örtüştüğü yerdenim.

Rize de Temel Reis, Samsun’da gaziyim ben
Maraş’ta Sütçü İmam Antep’te maziyim ben,
Ebe’den ecdadıma hepsinden razıyım ben
Cephede Fransız’la itiştiği yerdenim.

Kırşehir’de Yunus’um Banaz Köyde Pir Sultan
Söğütte Orhan Gazi, Bursa’da Emir Sultan,
Suriye’de çöl çorak, Singapur’da gülistan
Münafıkla mü’minin sürtüştüğü yerdenim.

Yaylaların çiçekle, büyüleyen süsüyüm
Çobanın öz dilinden düşmeyen türküsüyüm,
Gelinlerin tacında mutluluk öyküsüyüm
Gönüllerin huzurla yatıştığı yerdenim.

Laz’ı Kürdü Çerkez’i Türk adıyla bir olup
Aynı vatan uğruna aynı safta vurulup,
Ve sonra ayrışarak boş hayale sarılıp
Kardeşin kardeşiyle tartıştığı yerdenim.

Arslanoğlu, ünüyle dört kıta’ya hükmeden
Fitne fesat ficur’u hiç bir yere ekmeden,
Hatır gönül kırmayıp yakıp yıkıp dökmeden
Sevginin adaletle serpiştiği yerdenim.

Ali Osman Arslan-25.07.2016