14
Yorum
28
Beğeni
5,0
Puan
1668
Okunma

Yaralı bir kuşun şarkısını
dinliyorum kanatlarından.
Hep mi bana konar sürgün kuşlar.
Geç de olsa anlıyorum ki;
kıymetliymiş
saati olmayanlar için zaman.
Sözler sesleri kısırlaştırdıkça
çarkın feleğinde.
Çizilen kader yaşanırmış avuç içlerinde.
Çarpa çarpa tufan birikirmiş
devrik bir cümlenin sisinde.
Yalnızlığı hesaplayıp bölüyorum ikiye
ödünç bakışlar talan oluyor
tenimden çok ötelerde.
En çok da kendine kırılırmış insan
çelme taktığı için çelimsiz bir yüreğe.
Mahzendeki mısralara gömüldükçe hüzün
küsermiş anılarına fotoğraflar bile...
İçimin mahşeri ayaklansa da
yüzünün gün dönümünde.
Ölümden sonra dirilmenin başlangıcı
olsa da; içimdeki gizil acıların çıkartılışı.
Ayağımdan başlarım
kendimi söndürmeye.
’Yaşamak ezbere yenilmektir’ dedikçe
Beslerim içimi
gidişe hazırlanan yol şiirinde
Sıyırırım virgülü
kenetlenmiş noktasından.
Ergen bir harfin yalvarışı
geçse de yakınımdan.
Sessizlik sese bulaşır
izi kalır belki yazdığım şiirin.
Unutma ki;sayfalardır önemli olan
kapaklar ise hep yalan...
ferdaca
5.0
100% (18)