36
Yorum
56
Beğeni
5,0
Puan
1951
Okunma

Üsküdar limanında
istiflenmiş suskun vedalar
yar gider , ben el sallarım ardından
*
İSTANBUL BU SEFER OLMAZ
bu sefer değil İstanbul
bu sefer olmaz
hemen gitmeyeceğim senden
senin gibi çok yorgunum
duygularım aşrı ,aşrı
kilometrelerce birbirinden uzak şehirler gibi
geriye kalan saatlerimi hatta günlerimi
seninle geçirip koynunda uyuyacağım İstanbul
erguvanların uzandığı boğaz boylarının
mor sisleri sarmalarken yüreğimi
şarkı söyleyen şafak rüzgarlarına kaptırıp kendimi
eteklerini toplayan yalıların, ayaklarına uzanacağım
bir şehir yorgunuyum ben, tıpkı senin gibi
martıları emzirirsin göğsünden
sırlarını sızdırırsın, inceden inceye gönül telinden
sinende gezip duran vapurların sesinden
gecenin loşluğu, nasıl başını döndürüyorsa
bende, kendi kederimden dönüyorum İstanbul
sen, gece çekildikçe kendi köşene
kalabalık yürür üzerine,üzerine
tıpkı, hicranlarımın yüreğime yürüdüğü gibi
laleler diyarı, gecesi fiyakalı
on numara,karnaval kınalı
gözdelerin odağı
şehirlerin sultanı
aşıkların dergahı
sümbül kokulu
efsunlu diyar
loş ışıklı İstanbul
ne tarihler gömülü dehlizlerinde
ne izler bırakmışsın
seni görenlerin gönlünde
koca,koca vagonlara yüklenmiş insanlar
yüreğine, yüreğine dökülüyor İstanbul
eski yıllarına dönmek istesende, dönemezsin
tıpkı benim çocukluğuma, dönemeyeceğim gibi
loş sokaklarında, birikmiş sancıların var
sokaklarında, acıya dem vurmuş, konukların var
bir yakandan diğer yakana, tutturulmuş mahyaların var
ben seni dinlemeden gitmeyeceğim
vapurların seslerini
martıların tatlı namelerini
kız kulesinin hikayesini
senden dinlemeden, gitmeyeceğim İstanbul
bir elimi uzatıp sirkeciye
denizde oynayan balıklara, ekmek yedirmeden
ekmek arası balığından yemeden
saray lokumlarını, sevdiklerime götürmeden
bir mutluluk bileti almadan ,Nimet abladan
eyyüp sultanı ziyaret etmeden
gitmeyeceğim senden İstanbul
galata köprüsünü, yıllar önce geçtiğim gibi geçmeden
sana ,şarkıların en güzelini bestelemeden
sana yakışan, en kral şiiri yazıp, yüreğinde demlemeden
senin şerefine, agora meyhanesinden
bir kadeh şarapla demlenmeden
senden gitmeyeceğim İstanbul
bak İstanbul ay doğuyor
yakamozları serip, denizinin kara sinesine
yıldızlar, havai fişek atıyor üzerimize
göğsünde bir vapur dolaşıyor, içinde senle ben
yaslanıyoruz, şarkı söyleyen rüzgarların eteklerine
götürüyorlar bizi ufkun ötesine
burgaz adanın çiçekleri, serilsin gönlümüze
gün batımını ,orda izleyelim seninle
yüzelim, heybeli adanın gamzeli koylarında
biraz kaybolalım çam ormanlarında
atlayalım paytonlara, karışıp tekrar rüzgarlara
ben, hala senin koynunda, seni hala izlemekte
ve dinlemekteyim İstanbul
üsküdarın iskelesine, vurmuş mavi bulutlar
kucağında sallanır mavi umutlar
ayasofyadan girip çıkalım haremden
bir şiir yükseliyor mimar sinandan
notaları gizemli , Mihrimah bestesinden
sana bir şarkı dinletecem, zeki mürenden
dinle ve yavaşça, bunca yükü at üzerinden
yorgun bir zaman geçecek, Üsküdar limanından
sende bir şarkı söyle İstanbul
en duygusalından
takıp kanatlarına beni, o yorgun zamanın
son defa uğurla Üsküdar limanından
HÜLYA ÇELİK
Dost Kalemden
Bir ukdedir anılar, değişmedi ezelden,
Gözümde canlanırken, yıktın beni tez elden.
Merak edip beklerken, esirgedin bir telden,
Sen yoksun diye şimdi, bak İstanbul ağlıyor!
Yol bitmezdi gelirken, Esenler¹di son durak,
Özlem dolu saatler, yüreğim sanki kurak.
Bazen kanatlanırdık, uçamayan bir Burak,
Sen yoksun diye artık, bak İstanbul ağlıyor!
Bu anlamlı ve güzel dizeler için teşekkür ederim Üstat, Hakan KURTARAN.
5.0
98% (41)
4.0
2% (1)