1
Yorum
2
Beğeni
0,0
Puan
737
Okunma
41. VAKİT
gürültüyle çatlayan uzak aydınlığımsın benim
ıssızlığın dağlara doğru çekildiği duraklarda
nasıl benzemeye başlarsa bir insan sevgilisine
ağladığında ve güldüğünde nasıl benzerse
karla karışık yağmurdur aşk senin sesinde
artık karanfilimizin serpilme vaktidir
rüyâlarımızın birbirine sarılma vaktidir
sesini sesime bitiştir, yüzünü yüzüme
hiç olmayacak bir duaya bile âmin der gibi
leylâ’sına kavuşmuş bir mecnun düşle
nurlandır yüzünü, dansa başlayalım, şafak sökende
42. ÖPMELERE DOYAMAM
yol arkadaşım.. şiirden kadınım.. günlük deniyor da; neden saatlik, dakikalık, sâniyelik denmiyor?
ben sana, yalnız, gün gün dolu değilim ki; dakika dakika, hattâ, sâniye sâniye doluyum.. sâniyeyi milyarlara bölseler, o kadar doluyum.. düşünsene: senin taşkınlığını, sâniyenin milyarda birinde bile yaşayan benim.
zaman ne ki zâten? onu insan yarattı, sonrasında da taptı-tapındı ona. yaş diye bir şey çıkarttı, püsküllü-belâ yaptı başımıza.. biz gene de umursamadık onu, umursayanlara şaştık kaldık.. aramızda bilmem şunca yaş farkı.. nüfus kütükleri öyle diyor. isterse 1500 yıl fark olsun, bize sökmez benim şiirdenkadınım, çiğner geçeriz evrakı ve kayıtları..
bana sen öğrettin, bu yaşımda bunları.. çıldırmayı sevdadan.. tıkabasa ağlamayı.. sevinmeyi, hüzünlenmeyi, içlenmeyi.. tetiklenmeyi sevdadan.. köpüre köpüre bilinçlenmeyi...
sanal dünyada leş gibi kokan, paçavralardan-palavralardan ibâret aşklara, "yapılan aşklar"a, sen çektin dikkatimi.. hiç kimse birine bir şey öğretemez dediğin hâlde, niyeti olmayana.. sen ne yaman eğitimciydin...
ben niyetliydim, işâretliydim sana, sevgilim.. beni sen inşâ ettin..
sevgilim, şiirdenkadınım.. ilkyazım benim, güzüm, kışım, yazım.. kimbilir kaç yüzbin mevsimimsin.. başka şiir yazamam ben, senden ırakta.. etine geçirdiğin tırnaklarından, çığlanır ve çığlıklanır bu dünya.. akabinde, etinden tinselliğine yayılan...
sınırlarımı çizerim.. yalnız senin aşkınla, yalnız senin şiirinle geçinir giderim...
öpmelere doyamam seni...
ben, alfabenin en çok iki harfini severim. söyleyemem hangi harflerdir onlar, büyüsü bozulur. (x)
meğer ki, ben seni öpmelere doyamam: bu kadardır.
(x): Rivâyet edilir ki: Fazıl Hüsnü Dağlarca şair, kitaplarından birini bir gecede yazmış, delirmişçesine bir coşkuyla. Ölmüş-gitmiş söylememiş adını o kitabın: Büyüsünün bozulmasından sakınırmış.
ŞiirceDergi, Aralık 2002, Sayı 12
43. GELSİN ANLATSIN SENİ
üzüle-süzüle tırmandın sürgit
sevdanın o çok sarp yokuşlarını
yıldızlar sırdaşın oldu
ay ışığı yoldaşın
yoldaşın ay ışığı
toprağın kalbinden öğrendin ömrünün değerini
bir kez yaşadınsa sonsuz kez öldün
tuhaf ve tanımlanamaz bir çiçek olarak
çiğnendikçe gürleşti kökün, yaprağın
rahman ve rahim olan gelsin anlatsın seni
gelsin anlatsın seni, rahman ve rahim olan
(*): Bir Nokta, Mart 2016, Sayı 170
44. AĞU GAZELİ
"Hayat: düşünenler için komedi, hissedenler için trajedidir."
Walpole
---
ansızın çakan bir şimşeği yorumlayarak geliyorum
dünyaya yalnızca alnındaki akıtmasıyla sığan atlardan
elem ağacıyım ben: yaprağım tez dökülür
vicdâni retçiliğimle birleşik dalgınlığımdan
milyon alev, milyar alev ve sonsuz alev
varlığımı hiçliğimle öpüştürür ayrılıklardan
o çıkar karşıma sabahları, buğulanmış bir gül olarak
ağulanmaktan ağulanmaktan ağulanmaktan
buruk gazel, ince su, ağır kelime
birbirini iterek kaçarlar duyarlığımdan
45. NASIL?
benim aşkım
siyâsi ve mültecîdir
dizginsiz barışkanlık
bunu nasıl anlatmalı
bakışlarına?