1
Yorum
1
Beğeni
0,0
Puan
783
Okunma
Mavi gözlü ilkbaharım,
Şimdi nerdesin,
Sensiz ıslanır gülizarım.
Vakit, kan tüküren aşkın,
Ölüm öncesi yalnızlığıdır.
Güllerin şizofren mevsimdir
Yüzünde acı bir iklimdir hıçkıran gülüşün
Bakışında rengi değişir titreyen denizin
Hayalin gezinir sahilde,
kumlarda kalmış ayak izin
Gözlerinden akar durur bir ırmak
Hayat verir canlanır kanımda toprak
Savrulur peşimde rüzgâr,
Saçların sürgün bir bahar
Tut elimi Almila, düşüyorum
Gecenin siyah yalnızlığında üşüyorum
Bu kadar uzak durma Almila
Yıkılır yoksa yürek denen kale
Senden gayrisi gurbettir bana
Hasretin ayazıdır gönlümdeki sıla
Yokluğunda yeşil orman rengi
Siyaha çalar.
Yalnızlık acı bir kemandır,
Her gece on ikiden sonra çalar
İntihara ne hacet, asi gidişin varken
Bir ömre iki Azrail fazla
Bir aşka iki katil fazla
Tut elimi Almila
Kuşlar konar mı yalnız dala
Şimdi zaman gül sürgünüdür
Susuz yaz, feri sönen ruhun son günüdür.
Sadece ölüler susar mezarlarda
Bu sessizlik suskun bir türkü olur baharlarda
Konuş ne olur bari sen susma
Yarım kalmasın bağlamamda türkü
Her mısrası gözyaşıyla ıslanmış,
İhtilal romanları arasında kalmış,
Mor menekşe gibi solmasın
Boynu bükük kalmasın inleyen bu öykü
Tut elimi ne olur Almila
Uçurumlar çağırmadan beni
Gecenin hırçın karanlığına
Dağlarda kalsın ölüm
Uzanır önüme bir vadinin
El değmemiş sahipsiz ovaları
Ben aşka susayan bir coğrafyanın
Sızlayan ırmağıyım.
Bağrıma oturmuş yorgun anılar uzak bana
Tut elimi Almila
Sensizlik en acı tuzak bana
Gitme!
Ayrılık sevinmesin
Son kez dön de bak bana
Ateşsiz küle dönen bir bedenin
Son defa bak yanışına .
Tut elimi Almila, üşüyorum
Sensiz her gece uçurumlardan düşüyorum.
07 05 2008
Hüseyin Özbay