10
Yorum
20
Beğeni
5,0
Puan
1680
Okunma

Bir deyiş türetmeliyim aklımın izbelerine
Denk düşen basit bir denklem kıvamında
Ve mikroplarını öldürmeliyim ölü evrenin
Nüfus eden tarhında
Gönülsüz de olsa seğirtmeliyim sebepsizce.
Zarflar biriktirmeliyim
Aklımın dört köşe dinginliğine ihanet eden:
Onlar da pulsuz olmalı
Tıpkı benliğimi irdeleyen şu melun şiir gibi.
Okuyandan bana sarkan o ipe de tutunmalıyım
Yeniden uyanmaksa yine en ağır yenilgi;
Uykumda uydum olan hasreti ve elemi
Batırmalıyım dibine
Dipçiğin de gölgesine sığınıp
Uyanmamayı denemeliyim elimden geldiğince.
Varsın aç öleyim
Varsın susuz olsun üstüme dökülen ölü toprağım:
Hem fena mı?
Hezimeti ve nefreti giyinenler de istifade etmeli
Bunca matemden,
Aklın pınarlarında üç beş şiir daha dizmeliyim
Yorganımı uzatıp da ayağıma
Başımı saklayıp kollarına
Bağnaz sevdaların,
Bir de ereceğim merhalesinde süt liman düşlerimin
Kıvılcımlar saçan gözlerimden
Düşerken tüm yalancı dostlarım.
Yalanı mihenk taşı yapmış
Ahalisi bunca nefretin
Bir de iyileri biriktirdiğim solumda
Sıcacık nefesi uzaktan kokusunu aldığım
Ilıman buselerin.
Hem de tadına dokunan yüreğin
Susamış bunca kuru çiçeğin
Yine gönül pınarında
Özlemi sükûnetin
Ve feryatlarım.
Hem de ne uğruna?
Kaçıncı dalya ise umurumda mı?
Eklem yerlerinde yorgun elemlerin
Gözle görülür bir dirayet olsa da
Gün ve gün eksildiğim,
An ve an yitirdiğim
Diri/l kimliğimde bir bukle de olsa
Sevilmeyi dilediğim ömürde
Safi kıymete binmiş bunca zaruret
Kelamı yitik suretlerin
Aksanında yorgun esler;
Dilim dilim batılı gölgelerin
Bir nebze de olsa aşka gelse keşke.
5.0
100% (13)