0
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
982
Okunma
16. SAFLIĞIN SENİN
indim alın çatından
topuklarına
yârim
indim peribacalarına
kalbinin
yüzünün anlamında
sıra sıraydı
-sezdim-
dayanıksız telâşlarla
dayanaksız kuşkular
deli poyraz, saçlarını dağıtmış
bir güzel tuttum
düzelttim onları
ıssızlığın gizlenmiş
gizlenmemiş ya yanıtsızlığın
yalnızlığın koydu bana
dayanamam, tımar ettim
yalnızlığını
bir ara doğrularak
gönül borcum var, dedin
hüzün bağlarının ezgilerine
duru güzelliklerdin âhir zamanda
kanasıya içtim
saflığını
(): Eliz Edebiyat, Ocak 2014, Sayı 61
17. DİNLE!
a.
gözlerinden gidiyorum senin
dupduru begonyalar orda dururken
senin saçlarından gidiyorum
kaçak tütün sarısını andıran
boynundan gidiyorum senin
boynunun acemi ve acar hâlinden
senin göğsünden gidiyorum
bir dizi taşkınlıkla belirlediğim
ağzından gidiyorum senin
sevdanın ifâde edilemez yönünden
b.
sen şimdi son-yaz kıvâmındasın
elbette derin bir kırılmadasın
ayrılığa ayarlı nice gizdesin
sesimi keklik sesiyle harmanlayarak
güleç sabrından gidiyorum, dinle!
(): Berfin Bahar, Şubat 2014, Sayı 192
18. KALDIM İŞTE
basbayağı kaldım işte
en cılız yaprağından darbelenmiş
fâilisürgünçiçeği’nin
güz ortasında
kahredici şarkılardı
sövgülerdi derin saygısızlıklar
duymak istemediniz
dünyanın çatlağında
vurdum kendimi
kendimden başkasını vurduğum zâten
görülmüş mü ki
yıkıntılarda
tüy derecesinde hafifmiş insan
ağırmış ki: çekitaşına benzer
iki yönü birbirine hizâladım habire
yarıldığımda
-anlamaya yeteneksiz biriyim ya, bilinir-
sözün karşılığı göçmüş yaşamdan
bana dalgalanmaklar, çökmekler kalmış
bu diyarlarda
(): Körfez’de Edebiyat, Mart 2014, Sayı 6
19. PEKİ!
dediğin olsun:
alevlendir beni
hadi, tözlendir
eksiğini kapatma kırlangıcımın
dediğin olsun
bir kırgın ethos’um ben
episteme’siz
vicdan istasyonu’nda beklet kalbimi
dediğinin hâricinde de bir şeyler olsun
(): Körfez’de Edebiyat, Mart 2014, Sayı 6
20. EY, AŞK!
insan kokuştu ve çürüdü doğa
nevrimiz döndü kan akışından
görmüyorsunuz
dört kitap ve elçileri tanrının
gökyüzünü içercesine uçan kartallar
ölümden bahsediyor
duymuyorsunuz
herkes kendi mağarasının devâsâ kovuğunda
akşam kızıllığına da hasretlenen yok
tecimevleri: sıkış-tepiş sanal aşklardan
bilmiyorsunuz
ey aşk: kadirimutlak duygular sığınağı!
örtün bizi, öfkemizden bir direniş toparla!
kalbimiz hurdahaştır, gözümüz ufuklarda
(*): Beşparmak, Ocak-Şubat 2014, Sayı 179