3
Yorum
17
Beğeni
5,0
Puan
832
Okunma
akşamlar bağırırken kaleme
kıskacında toprak ay ışığıyla fısıldaş...
su kamaşır üstünde
gizli bir örtü
olgun gölgeliğin buyruğunda
şair değilim
canım çeker
imgelerime sığdırırım
fırtınamı.
birbirini iteleye iteleye oynayan
çocukları
ve
bir parça yazabilirsem
satır payelerime
seni.
ayak izlerinde dans eden başaklar
hayaller toplarken
biraz daha tanıdık gözlerinden
saklını seviyorum
sonranı
sessiz konuşmalar vurdukça
kaldırımlara
maviyi...
vakti hecelerken hasret
öğreniyor gülmeyi yağmur
dururken sükut nefeslerde
dinlerken umut kokan kitapları
derinlerde mehtap dolanır
eteklere
dalgalanır cennetin melekleri
sayfalarda
gün açar yüzlerde
masada hikayeler
sırtında kaç güneşler
bu kentin bağrında
ki,gözlerimde
pencereler
sen
mavi kalemle çizerken ışığı
bulutlar düşlere koyulurken
fasılın ilminde
arta kalan günlerde kuşlar didiklerken
her cümleyi
göz bebeğimden sevdiğin uçurtmalar
yükselir
göğün bestesine bak
nasılda duru
susarken çocuklar
akarken sular
harmanlı bahar boynunu uzatır
içinde kurtsuz Elma ağacı
şaşkın minik konuklar
kimbilir
özlediğin memleketi saatlere çiviliyorum
çoğalarak girerken günler aynaya
yığınca sözcük birikir beyninde
bakakalırım cılız ağacın yanından
suretine
bütün sabahlar renginde akarken
sabır uykularda çalkalanır
boşuna değil
bir çocuğu sende
daha çok sevmeyi
öğrendim.
5.0
100% (11)