10
Yorum
18
Beğeni
5,0
Puan
2078
Okunma

ışığı açınca oygun ve keten
yağmur suyu sarnıcım
git git bitmiyor ensemde
oluğa durmuş omurilik tıkırtıları
gitmekle de durmuyor
saçlarımın dağınıklığı
o ekiz rüzgarlardan
ve rengarenk güllere öykünen sesiniz hâla
ışığı kapatınca...
alabildiğine genişler içimin mezarları
öncesi sedef sonrası türev diyorum
bir bulutun öldürdüğü martı cesetine
eski uçuşları ve baharları erkiz bildiriyorum
ışığı bir açıyorum, bir kapatıyorum
ve duvarlara sülüs yazılarla yazdıklarım
sonra yıkımı duvarların...
ışığı açınca...
yalnızlıktan başka hasılat neydi kalıyor
vurulmuş takva ve hurâfeler
yüzlerce kurşun eşelemesi alnım
artık silinip gitmiş bir mavinin ardından
ki göğe
kırık kemiklerin gerçeğinden başka
bir de ne söylenir kalıyor
kabuğu soyulmuş günler ve şeyler
cadde boyları çırılçıplaklı şeyler
bir şeyler ve kentler
hep bayram merasimi bal börek dönen sinileriniz
ışığı kapatınca tümden
tüm acılarla kan kardeşmişiz
ışığı bir açıyorum, bir kapatıyorum
ışığı açınca ah! adio keridası ömrümüzün
artık aşkı geçtik gözlerini açabilirsin
kapatınca ışığı...
deniz ercivan
haydar ergülen
5.0
100% (15)