20
Yorum
14
Beğeni
5,0
Puan
2654
Okunma
Hangi su yıkar avuçlarımızdan kederlerin izini
sabahın gözlerine çöreklenmiş bu kara hüznü hangi devrim
bu kekeme kasımlardan önce çiçek sağnağı yağardı mevsim
gamzelerinin korusunda güneş seli
gül kokardı yiğitlerin elleri
gevşek bağcıklı potinlerle gittiler de
ipin ucunda boğazlanmış mayısdan daha çok ben öldüm...
kehanet kapısında çok gürültülü açlıklar kaldı
savaş/ güç/ hengâme
berisinde susuşlarla büyüyen insanlık ayıbı
süt tozu
amerikan bisküvisi
saçına yavrum saçına joop rüzgârları
olmazsa olmaz çantan prada’dan
kıçındaki kot da benden
ah! size sağır duvarlar
ah! gözüne spray kaçmış dünya
ah! size ne demeli
aklımın çuhasında yırtık
çokça çocuk mezarlarından
kulağımdan dedim
kulağımdan damlıyor kan
ah! size daha ne demeli...
her sabah ekmek uyandırıyor dürtükleyip gözümü
her sabah sağanak yağmurlara
delik deşik galoşlarla çıkıyorum
gün boyu aklımda ekmek
gün boyu filistin
ırak
acılandı güneşi düşünüyorum
ve durmadan vurma planı yapıyorum
buluta yaltaklık ediyor diye ayaklarımı
her akşam çıkınıma bir ekmek
kurşuna yetmemiş para
ile dönüyorum
yok
yok
yağmurları vurmalı diyorum...bir gece
ah! size sağır duvarlar
ah! gözüne spray kaçmış dünya
ah! size ne demeli
aklımın çuhasında yırtık
çokça çocuk mezarlarından
kulağımdan dedim
kulağımdan damlıyor kan
ah! size daha ne demeli...
hangi söz sevgilim yıkar omuzları yeni direnişlere
sabahın gözlerine çöreklenmiş bu kara hüznü
hangi şiir güneşe...
Berlin şubat -kasım 2008
Deniz Ercivan
5.0
100% (13)