0
Yorum
2
Beğeni
0,0
Puan
964
Okunma
Sahilde oturmuş ihtiyar
gözleri uzaklara dalgın
süzülen iki damla yaş
yağdı yağacak sanki
belli ki dinginliğin ardı fırtınalı
boğazda düğümlenen zor zapt edilen kelimeler
selam versen ardı ardına dökülecek gibi
önce
anılar anılar..
bahaneler bahaneler..
peşinden..
ne yapsan boş
pişmanlık baki .
akılda kalan..
der gibi iç çekmeler...
ilişmeli yamacına farketmek için
gel-git’li geçmişin girdabında
tecrübenin verdiği rahatlıkla
ürkek ama ödün vermeyen
tebessüme gizlenen
anların izini...
sönmeye yüz tutmuş yıldızın
son kez parlama çabası gibi biçare
yarı ışıltılı gözlerden savrulan
her aşk
her meşk
her şevk bir ders
her ders yeni bir kaçış
her kaçış yeni bir yol ...
her yolun sonu
başladığın yer..
bakışları...
hayatın zirvesinde son demler
artık ne işe yarayacağı belirsiz
gereksiz onca yığın tecrübe
alındaki kırışıklıklar
sanki doğarken başlayan ağlamalardan
bugüne dek süren anlar senaryosu...
bazı satırlarda sevgililer
bazılarında fırsatlar
keşkelerle dolu sıralanmışlar
son satır göz kenarlarına atılmış imza
kişiye özel belki tüm pişmanlıklar...
bir şans daha istese
verirmiydi
güya
ders aldım yaşadıklarımdan dese
o anlara dönmeye
hayat...
belki anlatmalı tecrübelerini gençlere
aynı fırtınalarda dalgalara
ceviz kabuğu olmasınlar diye..
belkide vazgeçmeli..
ya gülüp geçerlerse bu da yapılırmı diye..
zaten kişiye özel değilmiydi hayat
aynı hatalar yapılır
farklı senaryolar yazılır
farklı tiyatrolar oynanır...
sahne aynı sahne
oyun aynı oyun
amma sahneye cephe koltuklarda
farklı yerden bakılıp.. farklı yorumlar yapılır...
mesela
aşk dediğin anlık saf bir duygu..
lakin
bazen bir gencin kısacık ihtiraslı rüyasında buluşulur..
bazense sahilde bir ihtiyarın bakışlarında uzaklarda anılır...