2
Yorum
5
Beğeni
5,0
Puan
1122
Okunma
dilime dolanan yaşam sensin,
her yokluğunda yabancılık çekiyorum yine
biten bir ömrü, kalan bir özlemi yaşıyorum sonra
sonra saat yine zamansızlığa oynuyordu
yağmurlu bir akşam üstü
güneşin doğuşunu beklemek kadar çaresizdim
nasıl bir akşam üstü güneş doğabilir ki
nasıl gece aydınlanır,
nasıl güneş yüzüne gülümser hüzünlü çocukların
kırlangıçlar, serçeler gökyüzünde nasıl raks eder
kelebeklerin ömrü nasıl uzar
ve selamsız sabahsız hiç bir gün geçip gitmez ömrümüzden
hep göğsümüzün üstünde bir yumru
bir kör düğüm, bir sızı
bir hayata tutunup, bir yaşamdan vazgeçmek ne zordur
ne zordur sevincim dediğin, kanayan yaran olması
ne zordur yüzüne bakmaya kıyamadığın
gözlerini gözlerinden kaçırdığın
bir insanın yaşamından uzakta kalmak
uzakta yaşamak
uzaktan sevmek
uzaktan özlemek
ne zordur
bir yaraya sarılır gibi sarıldım acılarına
bir acımda sensin
kanayan her yara
içimde okyanuslar kurdu
okyanusta boğulur gibi sana tutundum
yüreğimi bırakırsan boğulacağım biliyorsun
seni her şiirde bir mısra kadar sevdim
çünkü sen yüreğime dokunan en güzel şiirsin
her yağmur sonrası bir fırtınanın içinde kaldım sonra
sonra bir fırtınanın karşısında durur gibi sevdim seni
seni her zorlukta, her koşulda, her karanlık gecede
güneşe gülümseyen çocuklara sarılır gibi sevdim
içime dolan her yağmur damlasında seni aradım
seni milyonlarca yağmur damlasının arasında
seni milyonlarca acımın içinde
yabancı iki şehri birbirine kavuşturur gibi sevdim
ama sen bu hayatta aldığım en büyük acımsın
çünkü seni kalbim sevdi
ibrahim dalkılıç
29/03/2017
22:55 izmir
5.0
100% (2)