4
Yorum
21
Beğeni
5,0
Puan
1212
Okunma

gidişinin mavi renkli dudakları vardı.
belki sarılmak isteği kadar sıcak ve tatlı bilmiyorum.
ben özgürlük türküleride bilirdim veda türküleride...
birde sevmenin çok az çeşidini...
bir kenti arkana alıp giderken
bana öyle bakma
vedaları sevmem ben julia
seni sevmenin bilge zamanında yaşamışım
aklımdan geçerken yolunu kesmiş eşkiya yüreğim
o yüzden bakamadım gözlerine.
yüzünün gülmeyi öğrenmeyen t/arafındayım
hüznün bütün şartları hazır
ve gidişin boşluğumun ağzını burnunu dağıttı julia
kurşun attı gözlerin
o zaman ölmeyi keşfetti bilincim
ve o yüzdendir ekmeğime şiir sürerim.
çakmak çaksan âşka julia
ben cayır cayır yanacağım
nedendir bilmiyorum hala üşür çocukluğum
ve saç diplerimde anne eli özlemi.
ah julia
beynimin koridorlarinda arsız bir tay koşuyor.
ölçeklenmiş hayatımın sınırlarında çocuk ölüleri geziyor.
İsrafil nefessiz kalsa
ben şarkımızı üflesem sura
dans etse yıldızlar
bu nasıl ütopya julia
kanarken içime doğru
ve bütün doğruların kesişme noktası yalancı
bir yalan daha icat edeceğim bunca talanın içinde
büstünü dikeceğim göğsümün meydanına
masalların en güzel kahramanı ilan edeceğim seni
kaf dağı imkansızlığı dipnotuyla anlatacam çocuklara.
bir serumun damarlarıma akışını izliyorum julia
ela gözlerine bayrak dikemeden,
çay içemeden,
ekmeği b/ölmeden gidiyorsun.
hani büyük aşklar ölünce biterdi.
gecenin dördünü bavuluna koyup
gidiyorsun.
5.0
100% (13)