5
Yorum
9
Beğeni
5,0
Puan
1147
Okunma

Anne, seni öyle özlüyorum ki
Sevgiler senin sevgine benzemiyor anne
Şefkatin, hayata dair öğütlerin
Neredesin, neredesin be anne
Hasta olunca kimse senin gibi üstüme titremiyor
Geceleri gelip, anbe an bakmıyor anne
Sen varken ben hep çocuktum bilir misin anne
Sen gidince büyüdüm, senin yerine geçtim ben
Şimdi çocuklarıma “sen gibiyim” anne
Anne, seni öyle özlüyorum ki
Keşke yine yanımda olsaydın anne
Sensiz hayat ne ağır, ne kötüymüş anladım
Köksüz bir ağaç gibi kaldım anne
Her dem aklımdan çıkmıyor öğütlerin
Şimdi daha iyi anlıyorum dediklerini anne
Her şey yalanmış, boşmuş, gerçek senin gittiğin yer
Yetmişsekiz yıllık ömür, meğer ne kadar kısaymış
Sana doyamadan, koklayamadan doyasıya
Aldı benden, kopardı diyar-ı kara toprak
Anne, seni öyle özlüyorum ki
Bilmiyorum bizden haber var mı sana o diyarda
Ne çok severdin torunlarını
Sen gittin görmek nasip olmadı anne
Oysa ne çok isterdin benim emekli olmamı
Gezecektik seninle bol bol anne
Bana doyacaktın, gelecektim yanına
Ama olmadı, olamadı, yetişemedim sana
Ben artık emekli oldum anne
Ve elinle büyüttüğün torunun, artık üniversiteli anne
Yaşarken çok dua ederdin ya
Duaların gerçekleşti, ruhun rahat olsun anne
Anne, seni öyle özlüyorum ki
Beş kardeştik, en küçükleri ben ve en az seni gören
Ve en çok seni özleyen, en kısa seninle kalan
Büyüklerim seni benden daha çok yaşadılar anne
Rüyalarıma gel istiyorum, gelemiyorsun anne
Derler ki, özlemler ağır gelip üzülmesinler diye
Gidenler fazla girmezmiş rüyalara
Ama anne, ben seni çok özlüyorum
Ne olur, ne olur daha çok gel rüyalarıma anne
Sensiz hayatın yükü, omuzlarımda ağır
Sensiz geçecek annemsiz bir ömür
Of be of anne!
Seni ne çok özledim, sensizlik zor be anne…
...
Nazan Sarıkaya
5.0
100% (6)