7
Yorum
11
Beğeni
5,0
Puan
1342
Okunma

köyün işleri imece
sap kağnısı aşanlara da
düğende beygiri kaçanlara da
oğlak-kuzu seçilecekse de
koşturur herkes eliden geldiğince
kuyu-emen eşilecekse de
herkes kazma-kürek ellerde
konu-komşu eynelde
yolma harmana yetişecekse
kağnılar imece her evden;
ev yapacak olan Mullapak tepesinden
taş getirecekse
bir elden bir ele;
Karakaya’da başedilip söğüt gelecekse de
mükellef olan temel atar bahardan,
çıkıntı ham toprak suyla halledilir
eski çürük saman serpilerek çiğnenir
birkaç gün geçer aradan
yığalını aldıktan sonra biraz daha saman
çiğnenir, karıştırılır,
alttan alınıp adeta çapılarak yan tarafta tekrar karılır
etraf göz alabildiğine çamur, karılmış
üç gün sonra; düzce bir yer
süprülüp hazırlanmış
yerler sulanmış
dört gözlü tahta kalıp,
ıslatılıp
en uzağa konulmuş
kovalarla gelen çamurla doldurulmuş
bir güzel malalanmış,
perdahlanmış
sıkıştırılmış yanlardan vurulup
kalıp iki yanındaki kulplardan tutulup
ustalıkla kaldırılmış
dört kerpiç öylece kalakalmış
sonra dört daha, kesilmiş..
sonra
…. dört tane daha
gözüyün alabildiğine kerpiç
bütün çamur kerpiç
kerpiç deryası, köy içinde
bir gayretle, iş bitmiş
komşular imece
kuruyacak birkaç güne
yine komşuların el birliğiyle
yağmur başlamadan
istif edilmiş
duvar dibinde karaltı bir yere
hıfzedilmiş
çatının “baba”sı dikilmiş,
köşelerden babaya dikmeler eklenmiş
ustaların kulak kaşıdıkları
yirmibeşlik çivilerle
çatı çatılmışsa ustanın cartlak sesi
“-gene mi geldiii,
gene mi geldiiiii
cenneti aladan
beri mi geldi”
tevatürle anlatırdı kimin ne getirdiğini,
özenle sererdi gerilen ipe
“-ovada çifti işlesin,
dağda sürüsü kışlasın
oğlan eversin,
gız gelin etsin
o bizi menun etdi
Allah da onu memnun etsin”
çatının direkleri uzatılmış köşelerden babalara
yola bakan köşe direğinin en ucuna
Allah nazardan sakların diye
küçük tosbağa kabuğu
nazarlık, deve boncuğu
kiremitler döşenip bitince
en tepeye ters bir şişe
ne demekse?
paylaşıldığı için büyürdü
sevinçler, kıvançlar,
ve paylaşıldıkça azalırdı
acılar, kaygılar
onur hepimizin olurdu
“bizim” derdi tüm köylü
bu yüzden güzel,
daha güzel olurdu,
içimizde asalet büyürdü
DİPNOT
emen: ağaç fidanları dikmek için açılan çukur, oyuk
İmece: ihtiyacı olana bir çok kişinin elbirliği ederek yapılan iş yardımı
perdah: kenardaki göze hoş gelmeyen fazlalıkların giderilmesi
karaltı: kasdedilen yağmurun, güneşin görmeyeceği yer, kuytu
hıfz etmek: saklamak, korumak, aklında tutmak
RESİM: kerpiç kalıbı
5.0
100% (8)