2
Yorum
17
Beğeni
0,0
Puan
1053
Okunma

Yağmur keser sesimizi Haydarpaşa’da
simitçi bize oradan iki simit çek!
yalın ayak koşan çingenelere bölüş ömrünün bir payını
demir kokuyor arkasında iz bırakan
duman çıkmışçasına içimizden
siyahlar tül değildir bacaklarını örtsün
transparan bir bakış göz aralarında
kırmızı dudak,elma reçeli
makinist kızarır utancından
doruğundayız bir hüznün
vagon boşlukları nefes alma yeri
abdesthane taşlar,yerlere dökülür
üstte taşınır kömürün karası
elinde bir bavul,taşınıyorsun
güneş vurunca ağlar tenin
emek değil bu aksın alnından
bacaklarına süzülür günyüzü
günebakanlar ters döner
sarı taksi sıyrılır plakasıyla garın önüne
alıcı gözüyle süzdü bir süre
Haydarpaşa’da sessizlik bozuluyor trenin hışırtısıyla
simitin son demlerini geveliyorum
saat 18.04 güneş gözlerini yummak üzere
dilenciler var gün ağarmasını bekleyen
çingeneler koşturuyor gene arabaların camlarına
bir genç bağladı velespitini kimseyi umursamadan
trende şimdi gelmek üzere
tekrar burada olacağım elbet
tekrar bakacağım başka yüzlere.
’Kasım