18
Yorum
25
Beğeni
5,0
Puan
1267
Okunma

İstanbul kadar yorgunum, mısralarında
Şairin, kaybolduğum dumanlı gölgem
Üstünde buharı aşka dair bir kıbleyi
Mesken edinmiş o rahmet
Yine pervazına iliştiğim töhmeti
Fevri bir lehçede görmezden gelmenin bedeli,
Seyrindeyim epeydir iç âlemini kayıp şehr-i şehrin.
Demlenmekle geçer mi illet yalnızlık kadar
Kifayetsiz bir güftede damıttığım
Yorgun ruhun ırmakları?
Teğet geçen gölgelere yükledim tüm isyanımı,
Pervasız bir şairle kesiştiğinden beri yolun kayıp rotası,
Türeyen ahkâmlara buyur ettiğim onca hulasa damgayı
Sivrildim içimde sığıntı bir raptiyeye
Konuşlandım içi boş çerçevenin
Titrek gölgesine yığdım eşrafımı
Akılsız nizamların aklı beş karış havada beyanatı:
Bir bukle de olsa sahiplenmeliyim oysa
Önce yüreğin isyanını.
Münferit bir kancada yoz düşünceler:
Hayli muğlâk yine de sıradan demeye kıyamazken hüznü
Mimlendiğim hoyrat bir kelam
Satır arası döşerken ismimi,
Bilinmedik bir rengi boca etmek
Açan katmer katmer yalnızlık:
Ola ki ebemkuşağında saklı tuttuğum
Sekizinci rengi ve dünyanın hangi harikası ise
Babil’den sonra imlerken asma bahçelerini
Biraz da eşerken maziyi
Tırnak arası kalıntılarından arda kalan
Yine dünlere yığdığım serkeş tını.
En has sevdayı dillendiren bir tabuda saklı
Bilinmezliği örterken üzerine şiirin
Kulağına okuduğum ilk selası
Yine şiirin nefsine rahmet yüklediğim bir ferman.
Teyakkuzda her bir yorgun mefta
İklimsiz ülkelerin Çingene şarkıcıları
Adını rehin vermiş
Fazlasıyla örselenmiş bir lehçe
Aşktan muzdarip bir tekerleme kadar da devingen
Bir rota boyutsuzluğun sefaleti.
Bir tümceye çeyrek kala
Gecenin nefesinde bin bir hücreye
Bölündüm bölüneli;
Az sonra peyda olacak bir hayali de sahiplenmek
Oldum olası meylettiğim aykırı bir dünya
Rüyalarıma giren onca düş perisine
Verdiğim bir sırrı ifşa ederken Tanrı
Ve güdümlü mermisinde yeknesak hüzne
Çektim çekeli atlas yorganı
Pervazına iliştiğim gönül penceresinde.
Kaybolmalarına kefilim ruhta peyda olan
Tok ses’in varlığı tüm hükmeden,
Sırları gecenin o sırsız aynasında
Kutlamaların vahim anlamsızlığı:
Külfeti tüm yaşanmışlığın tüy kadar hafif ruhun
Abdal bir kürek mahkûmu vecizesine damıttığım.
Şiirde güftesi taşa tutulmuşluğu kahpe’nin,
Alengirli bir söylem adeta güvertesine yığdığım
Akıl tortumun.
Hacizli her mecaz, kırık niyazlarda saklı
Nice teferruat yine dökümlü ve düşkün kıskacın
Anlık ikrarı tek bir kelime ararken yansıtmak adına
O hazin makamı.
En eksik matem aşk ile yordarsam ömrü,
En yalnız hazan yine Kasım’a dokunurken
Bir günü bile tehir etmekten
Duyduğum hicaba yakın yanık bir kelam,
Aramalarıma rast gelen bir kıyamda
Dökmekle mükellef tüm yalanları
Ola ki hâkim kılmışsan bir rivayeti
Ve esir etmişken yükümlü cehaletini
Münafık bir şarkıda
Israrla rağbet ettiğin o nakarata
Yüklemişsen vebalini yazmadığı şiirini
Çalmak adına Süreya’dan miras yalnızlığı.
5.0
100% (21)