15
Yorum
17
Beğeni
5,0
Puan
1281
Okunma

Mevzu derin, mirim:
Köhne bir acıyı evlat edindim edineli
Makberimi de belledim
Yine de tehir ettim şimdilik ölümü.
Acilen bildirip maruzatımı çekileceğim köşeme,
Lakin…
Sızısından muzdaripim akmayan gözyaşımın,
Pervasızlığın deviniminde boynu bükük bir güfteyim işin aslı:
Hayli bedbin bir goncaydım lakin bir zamanlar:
Açtım ve soldum güneş doğmadan az önce.
Kokan saf yanımdı,
Kokmayan ise mühürlendi eşrafımca
Ve haczedildim tam da ömrün ortasında.
Demem o ki, mirim:
Adımı da unuttum ve çalıntı sevinçlerini
İhbar ettim Tanrı’ya lakin uykudaydı evren
Ve geri çektim dilekçemi:
Öyle ya, ben de unutmuştum
Ne sebeple öldürüldüğümü.
Sanrılarla yüklüydüm bir zamanlar
Ve sair zamana şerh düştüm son maddeyi:
Avutmadı oysa kimse beni
Ve çalındıkça umutlarım
Yüklendim kapısına kaderin:
Hani, dedim;
Az önce…
Yine kesilmişti sözüm
Ve bakamadım gözlerine,
Bakmayı ertelediğim bir düş’tün işte:
Düşe kalka da büyümedim oysa
Bir goncaydım; bir elimde annem
Ve tanımadığım bir lehçe
Babamca susturulan nice yabancı,
Çalarken bahtımı.
Altın tahtımda sükûtu yâd ederken
Kelamı yitik bir dervişe rast geldim
Bölünmezden evvel uykuya meyledişim;
Düş perisi geçerken alt yazısını sessiz imgelerin
Tek bir ritüeli kazıdım zihnime:
Gülecektim akan yaşlara inat,
Zehrolan sevdama biat
Tekerrür edecektim nakaratını
Ismarlamadığım şarkının
Ve yığacaktım günceme
Kimselere demediğim sırrımı.
Biraz oradan biraz buradan,
Sabır taşım çatlamazdan önce hani;
Dirilen bir ölüyü ihbar ediyorum aslında ben size,
Belki de yaşamamayı dilediğimin şerhi
Batıl bir fermanda gözünüzün içine sokarken.
Sahi, gördünüz mü o asılı tabelayı?
Satılığa çıkardım an itibariyle
Tüm düşlerimi!
5.0
100% (18)