5
Yorum
7
Beğeni
5,0
Puan
1796
Okunma

yaşamak için ölmeyi seçenleri gördüm
anlatılanlara bakılırsa son dünya harbi kadar sıcak kanları
ilkin sizi sevdiğimi söylemekle başlayacaktım, iştirak ettim
elimde piyade üzgüsü, benimsin!
hepsini birden sevdiğimiz yıldızlar,
bu gece hangi sevgiyi öldürmek için namluya bastılar?
sonra aylardan kaçıydı?
ateş alıp öper gibi yapıp yolda bekliyordum
murtaza solgun yüz hatları,
yağmura direndik, ısındı ayak uçlarımız çimenlerin arasında
gençler bisiklet sürüyordu, çocuklar yaşam dedikoduları
sesleriyle açıldı gömleğimin bacası
sindiğim birkaç harfle, şarkıların muhtelif olabildiği duraklarda
doyuma ulaşamayan ellerin hüznü ağırlaştı
seni, varolamayan şairler korosuyla anmak isterdim
ticari olmayan amaçlarımızın da olduğu sevdalar buna dahil
yanlarımızda sokak direkleri, çöp tenekeleri, ıslak banklar
tabirler coşabilirdi
ben ıssızlığıma kapaklandığım kayayı kucaklardım
tarih ki geometriden anladığım kadarıyla çıkarınca dış kenarımı
kendime ulaşamadan göğsümü bulmaca köşelerinde ısıttım
seni çıkardım,
bir harf daha esir oldu ayrılığın yedi başlı ejderhasına
ayrılık kenarından uzayan adamların
imansız gözleriyle baktıkları dünyaya atıldım
uygarlığın beşiği bir ormanın içindeyken
patlamış şahsiyetler sevdi büyük insanlar
şeytanı mars ederken iyiydi
biraz kerbala okudum
musluğa dayadım ağzımı
bir şehri kirlettim
aklımı sıkıştırdım elma çekirdeğine
uçtu biraz limon kolonyası
mümkün olan kemikleri de tarihe dahil ettiler
mübalağanın sarkık memelerini okşarken, atlar samana sakladı aybımı
iğnenin peşine takıldı sevimsiz gerçek
grevdeyken güzel geliyordu çalışmak
terleyen bir atardamar bulmuştum saçlarının arasında
onu kokladım, çorabının içine kaçtı kürek
mezarlıkta özgürlük adına okuduğum şiir olmuştu dua edemezken
senin de duyabileceğin bir sesle urus evre
telefonlara çıkardılar adımı
açığa alınabildiği kadar alındım, açıktan bir tehditle
kapalı sinema köşelerinde topladı murtaza ellerimi
sürekli beynime yapılan haçlı seferlerinden bır kıyı arzuladım
hangi şehire doğursam kuşlar aynı tohumu besliyordu
gökkuşağına asıldım, tasım artıncaya sessizliği seçtim
ellerim kanlı kahkahaları sildi apışarasından, tırnaklarım utandı
çardak altında öpüşenlerin gözleriyle savurdum ilmi
tembih edilesi hislerle doğrulan bir uygarlık filmi çektim, çektim
sabırla beraber her güne bir yalan daha sığdı
çelikten tabutlarına aldırış etmeden konuşanların sesleriyle, mide kaldı
kursağında tentürdiyot heceli bir parmak doğrulttular
yalanları bildim, boğazımı sildim bir ıslak bezle, kurudu easetanbul
bana kalanı söylemek için dilini kurdaleyla beceren çağ olsun
istrati’nin okuduğum ilk kitabı gibi sevmek, böyle bir şeyi bilmek istemezsin
gözlerim enter-son ister, kader imzalı bir şans teorisinden bahsediyorum
enterasan olanı hiç söylememiş gibi yapayım, biraz erkek tedrisatı
paslı bıçakla deşer gibi, zehirlersin, katliamın iyisini arzularken
nereye gideceğini bilecek bir taksi sarılık geçirdi
sözcükleri dizdikleri şiş, hanemde teselli niyetine ziyafet olursa
herhangi birine bağlanmayı istememekten çıkar çıkmaz sokaklar
şükür, her yatak tek kişi de olsa yatılır
talihli nezaket her acı sonu telefonun ucuna düğümler
ben sana söylemeden de imzalarım
bir devrim elemanı olduğumun müvekkiliysem
köşesinde tatil
puantiye çiçeği gömleğin dili
anlamın küstahlığından korusun rabbim
başkasının acısını yiyememekten bu halim
buvukuat ise,
sevdalar tarihe karışsın
ben sebebim.
5.0
100% (5)