ne olacağını pek kestiremem, biraz sonra çıkar gelirim
her şey olabilir
kayalıkların dibinde benimle dertleşen bir fareye hayır diyemedim
parmak uçlarımın sabahlığını çıkarıp öpmen lazım
çoktan soğumuş bir simit gibiyim
tanelerinden fal bile bakabilirsin, ayrıca kibrit kutusu büyüklüğünde peynir
damarlarından kan alıyor zaman insanın
malın iyisini ihraç edebiliyoruz, örneğin prag’da ilk sevdiğim kız,
dünyanın en güzel şehri olarak kalsın
ansiklopedi güzeli çekoslavakya

deliliğe özenen aptallar arasında, aptallar da akıllılar gibi susar
binaen, buralar da bir köprü var
üzerinden geçiyorum,
yanlış anlamaya müsaitsin, evet, sensin
bir köprüsün
üzerinden geçiyorum
alışkın olmamak diyorlar buna, biraz kuzeyde köprülerden sıkılmış güzeller
köprüden sıkılmış çillerini döküyorlar denize karşı
fiyortlara doğru annesi doğururken çığlık atanların kollarıda uzun
sarmalıyor seni

burası bir afgan çölü de olabilir
deniz olmasaydı iyiydi, önce su, seviyorsun, kalabilirsin
bir balık kadar kaygan olduğun için de
tedbirini al
insanı en çok insan aldatır
at binmeye benzemez nefesini kontrol etmeye çabaladığın an
terden dağılır
ten, tendir

ağırdan alalım
gözlerinin içinde yıllanmış bir beşik kabartması
’e, bebeğim’, kaydıraktan kirlenen popo bu yaşta temizlenmez