3
Yorum
8
Beğeni
5,0
Puan
1145
Okunma
şehrin en karanlık saatlerinde
bir duvar yazısında karşılaştım seninle
nasıl cesur duruyordun bir şehrin karşısında
ürkmeden, baş eğmeden
ve onurunla
karanlık bulutlardan
yıldızları seçmek zordu bu şehirde
yağmur sesleri rüzgar seslerine karışmış
bir fırtınayı anımsatırcasına
üstüme yağıyordu
üstüme düşen ilk damlada
gözlerine sığınıyordum
kirpiklerinde sakla beni der gibi
sonra sessizce bir kuşun kanadına sarılıyordum
kanadından vurulacağını bile bile
ey karanlık şehir
ey sessiz yağmur
kaç adım sonraya düşer aşk
kaç adım sonraya düşer mutluluk
kör bir bıçağın üstünde yürür gibi
paslı bir kapı tokmağını tutar gibi
bir pencere yalnızlığında durur gibi
ve sokağın sessizliğini dinler gibi
yaşamak gibi
sevmek gibi
ve özlemek gibi seviyorum seni
sonra bir çakıl taşının kimsesizliğine sarılıyorum
bir martının denize olan sevdası oluyorum
dünyanın en güzel, en uzun, en imkansız
özlemini yüreğimde yaşatır gibi seviyorum seni
gözlerin Mezopotamya’nın esmer çocuklarına benziyor
illegal gülüşlerinden öper gibi seviyorum seni
sen ülkem’din, seni ülkemi özler gibi seviyorum.
ibrahim dalkılıç
16/08/2016
23:05 izmir
5.0
100% (4)