3
Yorum
23
Beğeni
0,0
Puan
1132
Okunma

Beyazsın ve tek bacaklısın
yanıyor yandıkça saçlarından bütün pürüzsüzlüğüne
kafan bir sağa bir sola yatıyor semazenler kıskanır
aklın bir hayli karışık gibi
karanlık en büyük korkun oluyor yaşamakta
belki sadece ona eriyorsun,terleyerek alnından
ve yanıyorsun dünyada yanılmayacak her şeye
bacakların kısalıyor saatten saate
zaman bir vakitte takılı kalsın istiyorum
ısınıyor evimiz,ısınıyor ellerim
çoluk çocuk mutlu
oturmuş seni izliyor
kararırsın bir bakışta yüzüne ve gözüne sürülecek
kayıkçı çeker ellerini akdenizden
gözlerin cennet koyu ömrümüzde
diğer bacağını yatak odamıza saklayalım
risale yazarız onu izleyerek
tefrikası kalır kokunun,evin duvarında
öyle sürtünerek çoğalır duvarda rengin
siyahlaşıyor sen gelince evim
siyahlaşıyor sen dokununca ellerim
sevmek de yorulur bir gün erir mum gibi yatağına
sırtımı yaslamaya korkarım sana yapışmaktan
sevmek de yorulur bir gün bacakları tutmaz
eksilmez o zaman kendisinden bir şeyler
zorla tutamazsın evinin içinde
kitlemekle kazandıramazsın kendine vakit
seni sevmek kapı boşluğunda
seni sevmek tavan arasında
seni sevmek pencerenin köşesinde,evin kıyısında
duman olup uçuyor değmeden ellerime,tutamıyorum
aşk odamın köşelerine zamansın gelir hep
darda kalır,dar odaların arasında sıkılır canı
tablolardan bir anlam çıkarmaya çalışır boş bakarak
elleri cebinde gezer aşk
umursamaz yanarsa yansın mum
erirse erisin gizlice
aşk adına bakmıyor gelirken
seni tanımıyorda
beyazsın tek bacaklısın
ne güzelsin sen öyle.
ağustosikibinonaltı’