bir mahur beste senden yadigar bana
yer yer gözyaşlarıyla ıslanmış hatıralarla dolu






kaç beyhude rüzgarla savrulur düşler
kaç nafile güneşle kurur gözyaşları
kim bilir hangi zamandan gelendir yaşananlar
belki de eski onun için bu kadar muteber
üç batın evvelinden
belki de kollektif bir kaderin getirdikleri








ekmek istersen ekmek ,su istersen su
derinden bir nefesi rahatça çekebilirsin
bunun için özgürlük bedava belki de
istersen ayağına pabuç da satın alabilirsin
herkes gibi sayarsan parayı, çekebilirsin kafayı
içip mutlu olmak pek o kadar pahalı bir şey değil
o zaman o güzel hayaller,
o görüntüler yalnız senin için
senin gördüklerin yalnız sana ait
ötesi berisi yok









herkesin kafasında aynı şey
cebine mangırlar dolunca istediğin gibi yaşayabilirsin
o zaman hak senindir hukukta
aklına ihanet etmekte
gebermek daha iyi belki de senin için
yaa, böyle işte!
aklın çözülürse yanarsın
bazen buz gibi havalarda
bazen sivrisineklere yem olarak
işini bitirirler









bu işin sonu yok
bitkinlikten yere yığılmaların
yatıp taş gibi uyumaların
bir mezarın bile olmayacak belki de
korkunç facialardan sonra
kafanın içinden daha nelerin geçtiğini yalnız Allah bilecek
karanlığın korku veren hışırtısıyla yutulacaksın
zihnin yatağından homurtularla akacak endişeler
cennet ve cehennem kaygıların
metal bir sessizlik içinde




*



artık ne çeşit olursa olsun,
ister senin ziyaretine gelinsin
ister ziyarete giden sen ol
ister güneş gibi her yana ışık sal
asla aldırış bile etmez insanlar
bilsinler-bilmesinler, herkes kendi ışığında
kendi aksinde
önceden , sonradan veya başka bir yerde
herkes kendine ait




redfer