8
Yorum
11
Beğeni
0,0
Puan
951
Okunma

Gece gündüz arasında gidip gelen vakur karanlık
Elinden gelse zamanı geri alacak benden
İçinde barındırdığı günahlar zihnimin yüklenemeyeceği cinsten
Yeni baştan mütalaa ettirecek bana yalnızlığın sırrını
Lambamın ışığı upuzun kış gecelerini öylesine yaşamış ki
Hayaletler görürüm, düşlerimi bırakırken aynanın ortasına
Nahoş bir ürperti baştan aşağıya dolaşır bedenimi
Hülyalar birden çoraklaşır yapayalnız kalırım
Hayret veren bir sessizlik büyüleyici bir dolunay gecesinde
Yorgun düşer umutlarım yeniden
Temizlenip hatıralardan gökler kadar özgürleşirim
Aşmayı beceremediğim geçitleri yine ben yıkarım
Yerine çocuk düşlerimi ben getiririm o bembeyaz yeleli atlarla
Haz alma dürtüsüyle günaha dokunurum
Bir hevesle yok ettiğim cenneti tutamam avuçlarımda
Yeniden doğmalar o azgın arzulara mahkum
O nöbetsiz yanılmalar zindanlarımda tutuklu
He gece kaf dağında bir nar ağacı görürüm
Padişahları köle ,köleleri padişah olmuş
Züleyhaları beni sonu olmayan arzulara çağırır
Yapayalnız tek başıma bunca izzetten sonra
Akabinde sevaplarım serpilir yalnızlığın en uzağına
Ruhumu alıp götürürüm bambaşka mekanlara
Yeniden rüzgar olurum, yeniden süzülerek karanlığa
Secdeme sonsuz ışıklar ekilir dualarla beraber
Körü körüne tuğyanlar düşer yüreğimin boşluğuna
Her gece bir cezanın maskaralıklarını yaşarım
Şafağa dokunan bir nur dağlara erişen bir ses gibi
Öldürdüğüm bütün saatlerden bedenim suçlu
İki menzil arasında hasletlere müptela
Bir sevgi duygusuyla kalben birbirine perçinlenmiş
İhtiraslara sürüklenmiş yasaklardan ibaret
*
İzleri bir iç duyumun cismani suretleri
Şüphesiz tüm ruhani yetenekleri arzulara boğulmuş
Her neşesi yakuttan bir köşk mesabesinde
Gecelerimi büyüleyen ellerimle öldürdüğüm saatler
redfer