13
Yorum
47
Beğeni
5,0
Puan
1866
Okunma


Islak bodrumların içerisinde öl(e)mediğim günden beri
Burunun dikine giden insanlarda seyrettim yüzünü…
Aklım çıldırmamışken
Kaçışlarım vardı bakışlarına.
Yüzümü seyrettiğin her an
Ezberimde saklardım seni.
Karanlıklar oturmamıştı içime henüz
Geceleri yürümezdim yalın ayak
Boynumu avuçlarında taşımazdı e l l e r i m.
O sıralar ne çok âşıktım sana.
Ne çok aşktın bana.
Kalbimin ülkesinde yürürdük biz seninle
Sarıldığın günden başlar oldum yalnızlığıma alışmaya
- Sahi neden sarılır bir insan
Bu denli gidecekken. -
Senden sonra anlamaz oldum
Bildiklerimi, bilmediklerimin arasında tükettim.
Merdiven altı gülüşmeleri duymaktan
Pencereden geceyi aralamaktan
Tenimin hamurunda sana çıkmaktan
Y o r u l d u m.
Başımın ve ayaklarımın her sancısında
Boynunu büken bir kader var omzumda.
Desem ki kayıp gitsem ömürden
Haberin olmayacak.
Acı vardı ya hani,
tam içimizde her gün sızlayan
En çekilmezi buydu aslında.
Adını zikretmek istemiyorum
Dudaklarımı kesip
Dilimin olmadığı yanlarında aralamak istiyorum hayatı.
Ve uçmayı unutmadığı müddetçe kuşlar
Kaplumbağalar gebe olmadıkça Martılara
Zaman durmadıkça ardımda
Gelmen mühim değil!
S e n olduğun kadar senken
Ben sen olamadığım kadar hiçtim aslında.
Bilirim ki bu şehrin ne başına, ne sonuna ait değil(d)im ben…
Ne olur üşümesin karıncalar
Örümcekler ölmesin
Belki sensizlikte kopacak kıyamet
Ben henüz o ince çizgide yürüyemezken.
Zên. //
YirmiDörtHaziran2016
5.0
100% (34)