10
Yorum
22
Beğeni
0,0
Puan
855
Okunma
Beraber sürülüyoruz topraktan
çiftçinin terinde ıslanıyor vücudumuz
uzak diyarlara gönderiliyoruz tohumlar halinde
yüzümüz mayıstan beri sallanır
ben hala kabuklarını soyuyorum
yüz yıllık bir kaplumbağanın
acıyla beslenmiş kutsal süt ile besleniyoruz
boğazımızı yaka yaka geçiyor içimizden
bir karanfil tadı dolanıyor sonra
gitmiyor bir şarkı olup dilimizden
fındık amelelerin dilinde ıslık oluyoruz
önce sesin geliyor aklıma
çaresiz kalıyorum
yan yana kalırsak eğer
aç kalmayız biliyorum
yabancı kadınların gözlerine de maruz kalmayız
belki beraber yaşlanırız
kan akıyor çeşmelerden
biz sevda taşıyoruz seninle
dikenli tarların içinden
parmak uçlarımızda geçiyoruz
ellerin bahar kentinden
gidiyor uzak kentlere
ben arkandan ağlıyorum
yüz yıllık bir bereketle.
’Gök çe’