3
Yorum
3
Beğeni
5,0
Puan
1576
Okunma

aş’tı bütün yemeklerin ortak adı
sovan aşı, bulgur aşı, gumpir aşı...
ve bütün çiçekler; güldü
arıgülü, bahçagülü, arifgülü
çiğdemin beyaz renklisi
ayrangülü
ot bitmeyen yerlerde
taşların kenarlarında
siyah noktalı
boz-yeşil dallarda çiçekleri sarı
ve burcu-burcu kokan
peynirgülü
ve çiçeklerin en güzeli
bobaçca
boynunu büken tomurcuklarla,
sevdalı büyüyen beyaz ve mor çiçekli
afyonun
çapası,
çızması,
sütalımı
derken haşhaşta
Amerikan yasağı
daha sonra izin çıktı,
kabuk teslimli
bu nasıl izindi
bilemez vatandaş;
ne zaman alacak parasını
keşif, sıra-nöbet silo
arkasından Kıbrıs Barış Harekâtı
ve:
ambargo
sonra halk enflasyonu tanıdı
“-helal sana Eco”
“-nası(l) vurdu masaya
Amarka’da masayı nasıl yumrukladı”
tazeyken tadına doyum olmaz
her yemekte haşhaşyağına dolaz,
tuğla fırınlardan baş üstünde tirki
“-yozdan alma, hakgaşlı çöreğ al emmi” diye
ikram edilirdi rast gelinenlere
“hakgaşlı dığan çöreğ(i)” bir başka güzeldi
dibi kıtır-kıtır
sandıktan çıkarılan, pekmeze
banılarak yenilirdi.
ya da bakkalda darası alınan
sahanla getirilen gül ereçeline
Tahsinlerin, Happananın, Satellerin fırını
fırında hamır gelirdi , sıra olmazdı
ellerini ıslatıp yardım ederdi herkes birbirine
“-herkes çalısını evinden getirsin” diye
Mamaşın gönlü olmazdı.
Dedem ona
"-bizim Hasanböcük" derdi nedense
köyde bir tek Göde Kezban giyerdi üçeteği
Göde Kezbanın oğlu Mamaş Emmi
yaz-kış kabaralı fotin giyerdi.
"-Hamzalı " diyenlere aldırmaz,
soğanın zarını ayıklayarak yerdi
"-eşeğe Hamzalı demişler de
eşşek üçgün su içmemiş" diye
Mamaş Emmi’yle eğlenirlerdi.
Hoca Mevlüt’e
"- ben beylerin eniştesiyin" demiş te
Hacıbey’le küsüşmüşlerdi
“ne alakası var, kim bili(r)”
kel alaka,
“Döndünün Hatmanın,
Beylerinen gonşuluk dışında nesi var obal da boynuna”
oysa.. başkası olsa güler geçer bide eklerdi
“eniştem eşek
gusgunu gevşek
yokuşda binsek
enişse insek”
DİPNOT
bobaçça / babaçça : papatya
gumpir/kumpir: patates
afyon: haşhaş
20 Temmuz 1974
yoz: sade, katıksız, katışıksız
çörek: taş fırında mayalı hamurdan yapılan ekmek.
hamır gelmesi: hamurun mayalanarak kabarması, kıvamına gelmesi
Üçetek:
kabara: büyük başlı, ayakkabı çivisi, fotin/potin: bot
Hamzalı/Hamzallı: Tırtar aşireti içinde bir sülale
5.0
100% (2)