17
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
1855
Okunma

Selâmını aldım sevdiğim,
kucakladım;
kahpe gecelerin vurgunlarından çıkmış
düş soygunlarından artan
yağmalanmış
umutları çalınmış bir selâm.
ve çıplaktı...
avcılardan kaçan çaresiz av gibi
gözleri kanlı
kendi ölümüne sessizce ağlayan
yaralı bir ceylandı.
adı bilinmeyenlerin
ve adresi olmayanların şehrinde tutulan
kanatsız kuşlar;
yabancılaşan bir ülkenin karanlıklarında kaybolmuş
çocuklar kadar muhtaçtı.
selâmını aldım yâr,
yârenlik ettim acılarına,
bir tutam can
bir avuç kan;
kucak dolusu hasretti.
seviştim selâmınla soluk soluğa
geceleri erittim
güneşi tükettim,
döşeğimi serdim son hana
soylu bir rüzgârdı.
Selâm çıkardım yola sevdiğim,
senin selâmın gibi
kırk yıllık bir dert geliyor sana,
sarıl bana;
sızılarım kollarında dinsin,
al koynuna
hasretin öfkesiyle seviş,
canı çıksın korkuların;
öp yüreğimi
bize aşk lazım.
bak!
tanrılar duymuyor bizi
dualarımız ulaşmıyor yerine
melekler derin uykuda,
ancak sen anlarsın beni
yalnız sana geçer nazım.