Attılar beni derin dünya kuyusuna,
Yakup öğrenir de ağlar Yusuf’una,
Bir hüzün çöker kenan diyarına,
Bir miskin Yusuf idim, Hâk kuyusunda.

Geçer iken bir kervan durur yoldan,
Suyun bereketi çıkarır beni kuyudan,
Cibril-i Emin der, ayrılıktır bu Allah’tan,
Bir küçük Yusuf idim, Mısır kervanında.

Bir efendiye oldum köle Mısır’da,
Kaybettik derler Yusuf’u kenanda,
Sonu gelecek elbet bu Hîcranında,
Bir köle Yusuf idim, Mısır diyarında.

Attılar beni karanlık bir zindana,
Yusuf geldi doldu zindan huzurla,
Sefalet gizlendi 12 senenin ardına,
Bir sefil Yusuf idim, Mısır zindanında.

Firavun ister rüyasının yorumunu,
Yusuf vardır derler zindan mekanı,
Gayrı göründü O’na Vezirlik makamı,
Ben bir Yusuf idim, Firavun’un huzurunda.

Oldum Mısır’a bir Vezir-i Azam,
Kıskanırlar o ne müthiş ihtişam,
Züleyha sokaklara düşer aşkından,
Ben Vezir Yusuf idim, Mısır diyarında.

Peygamber diye tanırlar O’nu Mısır’da,
Hicrân son deyip kavuştu babasına,
Kapanır secdeye Yakup, oğullarıyla,
Ben Peygamber Yusuf idim, Allah yolunda..