4
Yorum
22
Beğeni
0,0
Puan
1258
Okunma

I
Şimdi kimsesizler durağından bindik
karaya çalınmış bir trene
ağır aksak ilerliyoruz
öncesinde tenin uzandı gökyüzüne
bulutlar hayretle seni izledi
kum taneleri vücudumuzun içinde kayboldu
deniz bir hayli zikirde
ayakların kumlara yapışıyor
bu Fransa’da bir sergi
rönesansdan kalma bir tablo
dağların yükselip alçaldığı bu günlerde
ışık iyice yansıtır
ve ensemde hissettiğim sıcaklık
bana seni anımsatır
II
şimdi kimsesizler durağından bindik
yorgun düşen bir trene
öncesinde bir şehir yaşamı
gözlerinin kaybolduğunu hatırlıyorum
lokma sırasında heyecanla
bu şehirde bir kış akşamı
elleri üşüyen çocuklar görüyorum
ellerime küsüyorum
şehirde hatırlıyorum seni en son
sonra bir çocuk olup ölüyorum
III
şimdi kimsesizler durağından bindik
terk edilmiş bir trene
öncesinde bir soğukluk
dudaklarınla yanaklarının arası
elbisenin kumaşı
beni varlığın kendisine inandırıyor
hiç bir şey rastgele olamaz
bu aşk bu ahenk
yaratılışın kanunlarından seni sevmek
yol aldığımız her dakika
bir ayın çöküşünü yansıtan
yüzünde daima sorgulama hali
gülümseyince ruhumu okşayan
her şeyi anlamaya başladım sonradan
evet ben senden önce kadındım
sen sonra adam.
’Gök çe’