4
Yorum
6
Beğeni
5,0
Puan
1346
Okunma

“-asıl hinci bizim menşur höşmerim halvası olacağdı da
siz datlı neyimiş görceğidiniz
anam ıramatlık peyniri çaldımıydı
daha ıscağıkandan çırpardı
içine yumurta gırardı
bekmezinende garışdırırıdı
bide irmik filen yapardı amma
barnaklarınızı yerdiniz valla”
boşuna dememişler
“onun Allah bir dediğine inanman”
“-geşdiği yoldan geşmen
höşmerim olsa yemen”
“-gerşi o ğadar datlı filen değidir amma
yumurta deyinşe, patişahı gaygana
anam hamırı yumurtaynan yoğuru
birez yağ, ıçcık süd, ıcıcık da su
pasda ğibi oludu valla
Gökçe Mamıdın pasdası halt etmiş yanında”
“-tabi ya nerde hinciki ğibi
envayı çeşit şeker
güzden güze bekmezi irkildirdik gübeçte de
yaddan-yabandan bi gelen olu(r),
uzak-yakın bi ölen olu(r)
bi gonu-gonşu musafir geli-ğeder
ha bi filcan gayfa gavırız diye
el öğüne bi zufra sereriz de,
musafir öğüne çıkcak bişiyimiz olmayvırı
“derde derman uçu” da olsa galmayıvırı
“ya ben de olmalı,
ya bana verende” deye
gözümüz gibi bakardık bekmez gübüne
her zaman yenmez
çay mı bişirdin
havla mı ğardın bekmez,
bi ğelen mi oldu
yüklüğü endiri(r) sandığı açıvirisin
m(uh)a(r)rem ayının onu mu ğeldi
datlı yemiş namına Allah ne verdiyse
bocala keşge(ği)n içine
emme ille noldum öldüm bekmez
çoluk-çocuk hasda mı oldu
bekmezden başgası kar etmez!
“-işin aslı yoğudu başga bişiy de
anam ıramatlık ataşımız çıksa filen edivise
hemen bekmez vercek ya
hasda olmağ uçu can atardık valla
emme agam yalandan hasdalanıviridi
o sayada bizde sebeblenidik gari”
“-bizim o(ğ)lan da bi tefasında ganlıdan düşdüydü
yüzü-ğözü yara-bere şiş
bara-ğidi “bal” demişler,
“kim de bal var”,
daramışlar goca köyü,
Ismahan..
ne verdiyse belemişler yüzüne
senininki zaba(ha) gadak
sargıdakı “derde derman”
balı barnaklayalak yemiş”
“-eveli kim getirivicek sana, Gonyadan şekeri
bekmezi Tafik Dede her Senget Bazarı getiridi
üsdelik harman veresi, adı belli
hunun hurasında M(uh)arem Ayına ne ğaldı
herkeş bişiri gonu-gonşuya dağıdılı
Aşır-aşı
M(uh)arrem Ayı geldimiydi herkeş “aşır hayırı” eder
“-Nuh Tufanı dinip billee………
gemisi garaya oturunşa Nuh Peygamber
gemideki bütün herkeş sevinmişler
“-hadin bi bayram edelim” demişler
baksalarıkı, ambarda-mambarda
yeycek işcek tükenmiş
biri “-cebimde bi avış buyday galmış” demiş
biri fasille, biri nohut, biri mekge,
biri susam, biri üzüm, biri şeker,
gazana atmış gaynatmışlar,
yemişler, işmişer, bayram etmişler
aşır bayramı ordan galmış
işdee o ğün-böğün Maarrem Ayı’nın onu geldimiydi
keşkeklik buyday, fasille, nohut
Allah ne verdiyse ağşamdan ayıklanı(r),
çencereye ısladılı(r),
kirli suyu süzülü(r), haşlanılı(r)
acı suyu dökülü(r),
yengatdan şurup gibi olasıya gaynadılı(r)
içine fesliken, gara(n)fil, susam, dut gurusu
Allah ne verdiyse, eline ne geşdiyse
üzüm, yemiş, payam-ceviziçi, gay(ı)se
bi nebze dadıkdırmağ uçu(n) da bekmez,
yok değil koksun deye gülsuyu goyan
M(uh)ar(r)em Ayı çıkmadan
her evde aşır aşı gaynadılcağmış
gonu-gonşuya dağıdılcağmış”
“-her ay yapmak günah haralda
başga zaman bişirmeyollar da”
DİPNOT
kaygana: un ilave edilerek, önceden çırpılarak yapılan yağda yumurta yemeği,
bocalamak : boca etmek, birden dökmek, katmak, ilave etmek
yağmurun dinmesi: kesilmesi, artık yağmaması
dinmek : yorulmak
dingin : yorgun
aşır: aşure, aşure günü Arabi aylardan Muharrem ayının 10.günü
dadıktırmak: tadını bilmeyene hiç bilmeyene tadtırmak dadıktırmak: tadını bilmeyene hiç bilmeyene tadtırmak yada tadını anımsatmak, hisettirtmek için birazcık katılması. Bütünün tadının farklılaştırılmnası için eklemek.
5.0
100% (4)