1
Yorum
1
Beğeni
5,0
Puan
723
Okunma
KENDİNİ BOĞAN OZAN
Ben, dün akşam bir meyhane de kendimi vurdum.
Ne güzel de damlıyordun tenimden.
Çığlık çığlığa kaçtı çocukluğum,
Geç kalmış gençliğim gidi verdi ellerimdem.
Bir türkü söylüyordu, yüreği yanık bir ozan,
Ne garip ,sen dökülüyordun tellerinden.
Ben, dün akşam bir meyhane de kendimi vurdum.
Ve çok korktum ölememekten.
İşte şu kendi kanın da kendini boğan ozan...
Hepsi, senin yüzünden
Ben ,dün akşam bir meyhane de düşümü vurdum.
Yaralıydı , yerde kıvranıyordu,
Düşümün gözlerinden kan damlıyordu,
Doğmamış bir çocuk camdan bakıyor,
Sarapçı Hayri,
Yerde bulduğu izmariti yeniden yakıyordu.
Ben dün akşam bir meyhane de düşümü vurdum
Düşüm, gözleriyle düşlerine bakıyordu.
Sen kaçırıyordun gözlerini.
Gökyüzünden, ayrılık akıyordu...
Ben, dün akşam bir meyhane de umudumu vurdum.
Güneşin doğma,
Baharın gelme,
Çiceğin açma,
Tavlada, her sefer düş şeş atma,
Senin bana, insan gibi bakma, ihtimalini vurdum.
O kadar çok bekledim ki yüreğimin üstünde
Kara sular oturdu yüreğime.
Yüreğimi kuruttum.
Oysa uzatsaydın ellerini, yüreğim ayağa kalkacak
Sana yazılmamış şiirler yazacaktı.
Bir siren sesi duyuldu sonra,
Bir baykuş havalandı.
Ben ağladım sadece.
Sen , “Ağlama!” diye haykırdın.
Ben,sen yoksun diye çok üşüyordum.
Sen gelecek baharları düşünüyordum....
Ben, dün akşam bir meyhane de beyazı vurdum.
Yeşil de ve siyah da kalırken gözüm,
İçime al kanların aktığını hissettim.
Nefret ettim düşe atılan kurşunlardan.
Ve ben dün akşam,
Seni çok sevdiğim için
Kendimden nefret ettim....
5.0
100% (1)