BİR DAMLA YAŞ DÖKÜLÜR GÖZLERİNDEN
Bana gelmediğin ayaklarla mı gittin sevdiğine.
Bana sarılmadığın kollarla mı sarılırdın sevgiline.
Benim için dökmediğin o gözyaşları mıdır o mavi gözlerinden dökülen...
Oynamıyorum ulan !
Yoruldum artık ben...
Şimdi dönüp ardımı giderken,
Bir çift söz diyeceğim sana,
Belki de
Bir damla yaş dökülür gözlerinden.

Gözlerinde boğulmalı bu gece.
Gözlerinde, kör olmalı gözlerin.
Çiçeğe durmalı kurumuş bütün ağaçlar.
Bahar, yeniden gelmeli.
Bir kuş,
Hece hece şakımalı adını
ma-vi


Gözlerinle uyanmalı bu gece.
Senin gördüğün düşleri görmeli.
Benim yüreğimde senin düşün.
Senin düşlerinde hüzün.
Bir bebek,
Ağlayarak haykırmalı ismini
ma-vi


Gözlerinle uyumalı bu gece
Aydınlığı aydınlatan, gözlerin olmalı
Gökyüzü,
Gözlerinden çaldığı maviden utanmalı.
Denizler utançlarından saklamalılar renklerini...
ma-vi
Gözlerin değmeli gözlerime
Kısılmalı gözlerim
Hayatta tek ışık, sen kalmalısın
Yaşamımda tek umut…
Bir çocuk sesi gelmeli sokaktan.
Gecenin bir vakti ,
Bir bozacı bağırmalı.
Bozacı,
Adını haykırmalı
ma –vi

Düş sokağının düşmüş çocuklarıydık biz,
Susam sokağında
Susma öğretilmişti...
Çıkmaz sokaklardan çıkılamayacağı
Canı yandığında,
Gökyüzünün bile ağlayacağı.
Hey !olmayan sevgili,
Vefa da vefa dilenen.
Şimdi duydu kulaklarım
70 lif bir ihtiyardan
Hayatta umut dilenen
Sonra unuttu umudu
Garip bir türkünün orta yerinde
Adını fısıldadı.
ma- vi
Şimdi,
Şu anda !
Aha da şimdi!
İçilmemiş bir rakı masası
Masada ,
“sevda suskunluğu yasası”
O buz beni donduruyor, atmayın lan rakıya !
O sigarada ben yanmaktayım yakmayın!
Ya da beni adam yerine koyup sallamayın.
Buz atın.
Sigara yakın
Yalnız dumanını maviliğe salmayın.

Şimdi,
İşte şimdi
Gözlerin hava olacak boğacak beni.
Gözlerin ateş olup yakacak
Hey!
Haberi olmadan karanlığı aydınlatan sevgili,
Gidersen, bana karanlıklar kalacak
Ellerin senin olsun
Saçların senin olsun.
Yüzün,
Gamzen,
Alnındaki çizgilerin.
Maviliğin bana kalsın
Yoksa
Karanlıklarda yok olacağım ben…