1
Yorum
2
Beğeni
5,0
Puan
1637
Okunma

Sesimin sözünde bekle beni
Kırlangıçlı göğümün rüzgârında üşümesin turnalar
Su sabrında bekler bizi nedense aynalar , ah ! Hep hep aynalar !
Yağmur duasına çıkan gözlerimizdir , çöl çiçeklerindendir yollarımız…
Gözlerimiz gözlerinize aşinaydı oysa, bir kez bile bakmadınız !
Koyaklarımızdan akardı yaşlar ve tufan ve soluk benizli kuş ölülerinde soldururduk zamanı
Güvercinlerin kanatlarından kanayan göğe dokunurdunuz, ellerinizden dökülen şarabî bir aşk olurdu bazen adımız!
Atlarınız dörtnala koşardı, nasıl da yalnızdınız kalabalığınızda !
Şaşkın bir iklimdi adlarımız… ve kızıldı günölüsü sözcüklerinizde bahar
Tanrının dudakları arasındaydı selâm , asılı gök duasıydı kelâmımız …
Arzulu bakışta güz
Ve hüzün kuşunda doğan tül su perdelerde yıkanırdı serçeler
İmsiz ve yalın bir duaya sevdalanılırdı göğün mabedinde su,suyun mabedinde gökken aşksız bir uyku!ydu zaman…
Ninni uykusardı yalnızlığınız!
Görmezden gelinen bir şarkının rayihasında sus/ar’dı duanız...
Gelincikler süslerdi perdelerinizi kalp pencereleriniz kırıkken cam !suyunda ölüydü,iri bakan gözlerinizde ninniydi aşk
Gidilmedik kentlerin suskunluğunda küskün bir gamzeden su içirirdik yalnızlığımızda kırık kanatlı serçelerimize sessiz ve dingin haresinde akşamın
Adını aşk koyardık yalnızlığımızın !
Solan soluğunuzun ışıltısıyla ısınır,sesinizden ürperirdik karanlık gecede yemiş bitirmişken son yemeğimizi
Acıkan bir düşün uykusundaki ninniydiniz,dinsiz bir aşkın son duası !
Dilsizliğimizi lâv etmişti tanrılar,gözlerimiz lâl-i efkârlı bir koca dağdı
Şahidimiz aynalar …
5.0
100% (1)