Alçak ruhlu olanlar para arar, yüksek ruhlu olanlar ise saadet arar. ostrovski
İbrahim Çelikli.
İbrahim Çelikli.

Tırtar / Kurt

Yorum

Tırtar / Kurt

( 7 kişi )

5

Yorum

9

Beğeni

5,0

Puan

1437

Okunma

Tırtar / Kurt

Tırtar / Kurt
























her sürüde onca keçi koyunu
en fazla iki-üç kelimeyle tanırdık

her birinin bizim yanımızda bir adı vardı
“-bizim” olana, kendimizce isim koyardık

alayabır , karayabır, kula , çomak ,
ger , çapar , şelek , sakar,
alakeçi, yanal, kabak
karado(ğu) , kırdo(ğu), ger do(ğu)
falan keçi, filan koyun yok,
sürünün geldiği yerde alırdık soluğu,

konu-komşuya çobana, sorulur
sürü nereye gitmişse
eftiklenilir aramaya çıkılırdı
derken bir canavar kabusu herkes de
ertesi sabah iz ya da sürek avı

adamlar bir kol halinde
köyün hemen yakınlarından
belli aralıklarla, hep birlikte
iz sürerlerdi
gözlerini izlerden ayırmadan
domuz kurşunlu çifteleri
elleri tetikte
kömür karalı yüzleri
korku verirdi
sürek avında
köy gençleri

genelde elleri boş dönerlerdi
tavşan bekleyenlerin
kursaklarında kalırdı hevesleri
sıra canavar eti sevenlerin
“derde dermanımış” derlerdi.







“-darb-ı meseldir ya
esgiler deyviridi
“canavar yavrılarını yuvadan çıkarmış
dünya alemine,
bi depeden serrederlerkene
bakmışler bi goyun sürüsü yaylayıp duru(r)
yavrıların hepisinde bi marak
aynı cenaha mayıl mayıl bakıyollar
anaları
“yavrılarım işde onnar bizim baş yeyceğimiz”
“yeyelim”
“yeyelim”
deye sevinelek galgışmışlar
“duruuun” demiş anaları
“durun hele Canab-ı Allah
onnarı sürüynen vermiş emme
başlarına da çoban gomuş
ona i(n)san deller
işdee ondan uzak durun”

“çobanıda yeyelim”
“-üsdelik de Canab-ı Allah bize,
onu yemeyi de yasaklamış”
“yetmeeezz..
üsdüne üsdelik o da bizim duşmanımız”

bu böyle sürüp gederkene
yavrılardan biri atılmış
“-emme orda bize benzeyen biri var
çoban ona bişey demez mi”
“hahn” demiş anaları
“hanh ben de onu deyceğdim
..
“işde o
asıl o bizim en birinci düşmanımızdır
bize benzer,
bizden değildir,
sahıbına yaranmağ uçu
bize hayatı zından eder,
fırsat gollar,
fırsantını buldu muydu
anamızdan emdiğimiz südü
burnumuzdan getiri
bize benzeyip de
bizden omayandan gorkun
Canab-ı Allah
yardımcımız olsun”





“-canavar zarar vermek için yemez.”
“-ehtiyacından fazlasını
sonura yemek için gömer.”
bir diğeri
“-ne malim ya öldürmüşler ise
yavrılarını”
“-epap onu ağılı etle öldürürler
o da yavrısı kendi öldü sanır
terkederimiş o dağı”
“-sen de canavarı öyle metetdin ki
son peygamber gelmemiş ossa
peygamber sanacaz
canavara tüfek sıkdık deye
cehendem’deki
Gayya Guyusunda yanacaz”

bir sürü canavar hikayeleri, efsaneler
tılsımlar, dualar, adaklar
köye dadanmıştı bir kurt sürüsü
tedirgin oldu köylü
gece nöbet tuttu çobanlar
meğer sürüyle gelmiş böcü ..
boğazını sıkıp-sıkıp telef etmiş sürüyü
Dört Osmanlar
sabah kalkıp baksalar
uyumuyor, leş sürüsü koyunlar
ağıtlar yakmış ağlaşmışlar
koyunsuz kalmış Dört Osmanlar



















"-Körmelit
Bulcada canavarı yaralamış
canavar yelyopurdumunan buna saldırmış,
çarpınca barabar yere düşürmüş,
senin Kör Melidin ödü sıtmış
beti-benzi ğetmiş,
üşümüş, duma olmuş,
öğsürüken ayıkmış
ha deyinşe kendine ğelememiş

canavarın etini belişdirmiş
konu-komşuya dağıtmış
her şeye eyi gelirimiş
her derde dermanımış..."

































“-bi seneler de…
mal bekcisinden alamadık tavıkları
boğazını sıkar sıkar atardı”
zati
“-dilki guyru(ğu)nun girdiği
delikden girer”;
perem-perem dağıdırdı ortalığı
bi de tavuklara kıran girmişti
dün falancalarındı,
bu gün filancaların kümesi
Adilin Arif köy tarlasında
öldürmüş sansarı,
yüzmüş getirmiş derisini.
bereket
millete ıra(ha)t bi nefes aldırdı"




























DİPNOT

yabır: uzun sarkık kulaklı
kula: kırmızıya çalan renkli
çomak: küçük kulaklı, kulaksız
ger: kırmızıya çalan beyaz kıllı
çapar: kırçıl, beyazsiyah kıllı
şelek: boynuzu görkemli-şekilli olmayan,
boynuzun birisi kırık, diğerine göre düzgün değil
kabak: boynuzsuz veya çok küçük boynuzlu
do(ğu): dik, orta büyüklükte kulak
ağı: zehir
sanmak: zannetmek
Gayya Guyusu: Cehennemdeki en derin azap çukuru (herhalde)
dadanmak: kendisinin olmayan (örneğin bir yemişe, kovana) tatlı bularak, tekrar tekrar yemeyi adet haline getirmek
böcü: canavar, kurt
yelyopurdumuna(n) / yelyopurdumla: aceleyle, düşünmeden, panikle, teleşla, birileri tarafından dolduruşa getirilerek panik ve şok ile hareket etmek, konuşmak, koşmak, kavgaya girişmek
duma / dumağı: nezle, grip, bronşit, soğuk algınlığı gibi hususlardan gözlerin etkilenmesi, yaşarması
beliştirmek/bölüştürmek: pay etmek
mal bekçisi:teyin, gelincik (sincaba benzer etçil bir hayvan)
kıran: kütlesel ölüm getiren bulaşıcı hastalık



Paylaş:
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir. Şiirlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Şiiri Değerlendirin
 

Topluluk Puanları (7)

5.0

100% (7)

Tırtar / kurt Şiirine Yorum Yap
Okuduğunuz Tırtar / kurt şiir ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
Tırtar / Kurt şiirine yorum yapabilmek için üye olmalısınız.

Üyelik Girişi Yap Üye Ol
Yorumlar
İsmailoğlu Mustafa YILMAZ
İsmailoğlu Mustafa YILMAZ, @ismailoglumustafayilmaz
30.4.2016 23:05:42
5 puan verdi
Beğenilerek okunacak dizeler.
Şiiri okuyan tekrar okuma isteği duyuyor.
Çok çok beğendim.
........................................ Saygı ve selamlar...
Etkili Yorum
Işık  Mehmetali
Işık Mehmetali, @isikmehmetali
30.4.2016 20:39:23
5 puan verdi
Eğer koyunlar obaya yakınsa ve ya çobanın attığı kurşun sesi duyulaçağı mesafedeyse canavar saldırısı duyulur duyulmaz çiftesin alan sağdan soldan sürüyü aramaya veya kurdu aramaya sürek avı düzenlenir zaten kurda rastlanmazsada her giden bir kaç mermi atıp o sesle çevredeki kurtları korkutmaya çalışırlar bunlar yaylalarda zaman zaman olan olağan işlerdir usta yina güzeldi eyvallah
Kalemin daim olsun
__________________________Selamlar
Etkili Yorum
Bedri Tokul
Bedri Tokul, @bedri-tokul
30.4.2016 18:18:03
Sizin yazılarınızı okuyunca gözümde ne canlanıyor biliyor musunuz?
Bir köy odası. Siz makatta oturuyor anlatıyorsunuz.
Köylü, köycek toplanmış, diz kurmuş elleri dizlerinde sıra olmuşlar dinliyorlar.
Hiç boş yer yok.
Köylülerden birisi elini ağzına kapatıyor sessizce öksürüyor.

Asılmış yüzlerle bütün köylünün başları ona dönüyor.
Bakışlarıyla kızıyorlar ona öksürdü diye.
Oysa öksürük saklanamaz ki!
Olsun öksürük de olsa saklanacak.
Koca bilge anlatıyor.
Öksürüğün sırası mı?

Bu nasıl bir anlatım?
Bu nasıl bir üslup?
Bu nasıl bir yürek?
Bu nasıl bir kalem?

Selam sana, Saygı sana...
Etkili Yorum
mehmetmacit
mehmetmacit, @mehmetmacit
30.4.2016 17:52:02
5 puan verdi
her zamanki özelliğinde anlatımında derinliğinde ve dersleriyle güzel bir bölüm okumak nasip oldu.
kurt hikayeleri köylerde her daim anlatılır fakat unutulur böylesi kalemlerle sanırım yazılı olarak kalacaktır.
saygılarımla Hocam
Ayfer Aksoy
Ayfer Aksoy, @ayfer-aksoy
30.4.2016 17:46:44
5 puan verdi
Tebrik ederim çok güzeldi kaleminiz susmasın Hocam Saygılar...
© 2025 Copyright Edebiyat Defteri
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.

Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.
ÜYELİK GİRİŞİ

ÜYELİK GİRİŞİ

KAYIT OL