0
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
972
Okunma
Gözlerin...
Gözlerinin derurunda kaybolası var insanın
Irağım,yakın olduğum kadar ırak
Nefes kadar,nefs kadar yakın
Olmasını isteğim hayallerim kadar ise ırak
Bak şu zamana...
Akıp gidiyor Su misali
Sen...Bir sen kalıyorsun,öylece,öyle kalıyorsun
Saçların var ya...
İşte onlar dahi bambaşka
Gamzeli tebessümün altında yatan
O uçsuz tefekkürriyatlar
Hepsi ama hepsi oradalar...
Kalan sadece sensin
Gönülde öylece kaldın
Durdu derviş şöyle kuytu bir yerde
Bakındı etrafına anlamsızca
Bilmiyordu neye niçin baktığını
Baktı,sadece bakakaldı öylece...
Çehresine vuruyordu baharın güzel yeli
Yine de baktı...Öylece baktı...
Bir Perçemli yollara baktı
Bir de yelde ötüşen kuşlara...
Derin tefekkürriyatlar içerisinde,baktı
İç geçirdi kendince...
Dedi...
’’Ben neyleyeyim sensiz sessizliği ey gönül’’
Bakakaldığı yerden doğruldu
Dimdik doğruldu derviş
Sanki bir kendisi vardı orada,birde sol yanında ki
Ne ötüşen kuşlar
Ne bahar yeli
Ne de diğer vuslatlar benliğinde idi
Sadece ’’O’’ var idi
Bir ’’O’’ bir de kendisi
’’O’’ dedi derviş
’’O’’ beni bana anlattı
Şu bana tebessüm eden ışığım kadar parlaktı
’’O’’dedi derviş...’’O’’ işte ’’O’’
Devam eyledi derviş:
’’UFKUM DAR;UFKUM KAPALI
BEN NEYLEYEYİM SENSİZ SESSİZLİĞİ
VARLIĞIM...
BİR;BENLİĞİMDE BİRİKMİŞ TEFEKKÜRRİYATLARIM
BİRDE SOLUMDAKİLER
İŞTE ’’ONLAR’’’
SANA VAKFOLUPTA
BANA NASİP OLMAYANLAR...