2
Yorum
13
Beğeni
5,0
Puan
1371
Okunma
hiç unutmam, hani bir değirmendim ben gür sesli çayların kıyısında
un tuttu duvarlarım, beyazdım
iri yeller çağırdı kabuslarımı
kendi sokaklarımda sevdiklerimi yitirdim
gayri dedim sarılmaz, her sarılası zannedilen yara
ateşler içerisinde yandı da, kentler demir çığlıklara bölündü
dilim bir ah etmedi
sustum ışıklarında gecenin, ışıkları söndü evlerin
vurdular dağlarında gencecik umutları
kuşlar masumdu oysa
sığamadım, sığdıramadılar
önce garip bir düşman bellediler beni
güldüm, durdum sonra
rüzgar nasıl da kederliydi, korkuyordu
ölümüne ne çok sevdaya orak vurdu da eller, doğmadı en güzeli
ölendi, öldürülendi
baharlara yakıştıramadılar kır çiçeklerini zalimler
ellerinde, elleri ne hain şimdi
bir değirmendim ben, şahinleri kıskanan
bakışlarında delikanlı bir aşk kahverengiye besleyen
ne çok renk görmüş o gözler
ve sarılmış kolları sıcacık sevdiğine
ben topraktan değil,ben sudan değil, ben şu yaman ayrılıktan
ayrılıklardan diyorum, ayrılıklar içime doğmuş
kıskandığım her kuş bana düşman olmuş
şimdi duvarımda bir sarmaşık beslerim
kır ağacında mübarek günler
doğrulursa fidanlar, rüzgar dostları olur
ne çok severim, ekmek gibi, namus gibi
bir değirmenim ben
ocağın ateşinde hâr, yalnızlığıma sövmeyin
çıkarmayın beni
kırmayın kollarımı
5.0
100% (3)