6
Yorum
32
Beğeni
5,0
Puan
1560
Okunma
Tanrı’m
Dışımız ağır libaslarla kaplı
Belki yağmuru böyle seviyoruz
Sarı tütün ağıtları, iki yol çizgisi
Güneyden alıp kuzeye veriyoruz ışığı
Kızıl demet, kök ölüleri bekliyor bizi
Durmadan yıkanıp boncuk takıyoruz saçlarımıza
Kül doğuyor altın ateşten
Ve kanatlar.
Gök ki
Koyu bir tablo aryası
Sanki kayın ağacı ölüyor
Gövdesi taş gibi ağır,
Sanki
Turuncu rüzgâr yedinci mevsimini tutuşturuyor içimde
İçimde bir şey
Kara dağ gölgesi
Her ses kendi merkezini parçalıyor
Hiç kimse gelmeyecek.
5.0
100% (20)