11
Yorum
17
Beğeni
0,0
Puan
1972
Okunma

Ne zaman dönsem
Soğuk ve kuru bir bahçe gülüyor arsızca
Belki yeşil, belki sarı bilinmez.
Kocaman bir tahta kapı
Ne zaman açsam bir kahır
Çırpınan hayallerim yarı esir
Ne zaman dönsem bir zamanlara.
Ne zaman dönsem
Anılar geçiyor dost sohbetlerinde
Yarı pembe yarı sarı
Her şeyden yakın,hiçbir şeyden uzak
Bilinmedik kıyılarda kağıttan gemilerim
Bir anda alabora
Tam yüreğimin orta yerinde şeytanın fırtınası
Ne zaman dönsem bir zamanlara.
Ne zaman dönsem
Upuzun köprüler, ateş nehirlerinin üzerinde
Yolculuk, dağ başı uçurumlarında
Hazan yaprakları ülkesinin bilinmezine
Firari hüzünlerim, gri bulutların girdabında
Bir tutam kor ve bir demet gözyaşı
Upuzun yollar
Ne zaman dönsem bir zamanlara.
Ne zaman dönsem
Umutlar eylül
Yırtılası zamanlarda
Toprağın döşünde, mavi beklemeler
Kuytu karanlıkların gölgesinde bir gül kokusu.
Yine de yürüyorum aldırmadan zemheriye
Üç beş dostun yüreğiyle
Tutunarak ellerine
Yedi renk martları uçurarak göklere.
Ne zaman dönsem bir zamanlara.
Yüksel Beyocaktan.