Ağıtlar tütüyor ocaklar üstünde
Gençliğini, hayallerini,umutlarını
Bavuluna yerleştirmiş bir adam
Yüzünü rüzgara vermiş
Alnındaki secde izi
Ve yüreğindeki dimdik inançla
Yürüyor mermiler üstüne

Yüzü Bedir,gözleri Uhud misali
Sancağı tutuşu Cafer Tayyarcasına
Bakışları Hamza’yı
Pusatı tutuşu Ali’yi andıran yiğidim
Uçuyor Hanzala duruşuyla cennete
Ebubekir sadakatiyle ilerliyor
Ömer’in celaliyle
Peygamberin merhametini yoğurmuş
Mushafın ayetleri yüreğini ısıtırken
Gecenin en dibinden bir ıslık
Işıktan iz
Ardına koşsan beyhude
Çarpar pak alnına rüzgarla birlikte
Yağmurla düşer kan toprağa
Zaman durur
Toprak kudurur
Eller bağırda gözyaşı pınarında kurur
Ana , bacı,gardaş
Hele gül yüzlü yar
Gün döndükçe kavrulur
Gönüller döner Hüdaya
Eller gücünce semaya asılı kalır
Diller zikrullahtayken
Vatan bir evladını daha
Şefkatli kucağına alır

Burası Anadolu
Burası Mezepotamya
Hainin ini de var
Şehidimin kabri de
Burada ölüm kusar mavzerler
Kan gülleri düşer toprağa
Toprak vatan olur
Kirletemez bu vatanı
Etrafını sarsa da kaktüsler
Asırlar değişse de
Bitmez bu topraklarda Ebreheler
Ve ölüm kusmaya devam edecek mavzerler
Tekbirle usulca inince tetikler
Sırtlanlara mezar olacak
Meşru bir imana karşı
Gayrı meşru çakalların açtığı mevziler

Gençliğini, hayallerini, umutlarını
Tabutuna yerleştirmiş Mehmedim
Sırtını dayamış Kurana
Bir eli de Resulde
Tek yöne biletini kesmiş
Gidiyor şimdi omuzlarda
Yedi ırmak üstüne kurulmuş irem bahçelerine…