Plansız, programsız ama yerli yerinde sevdim seni. Aşık olmak için takvimlerden ne ay ne de gün seçtim. Sınırsız bir sevdaya, senin sınırlarından da büyük tutuldum. Seninle çarpmaya başlayan yüreğim, seninle yaşadı bütün sevinçlerini ve kederlerini. Misafirperverliğin, sıcakkanlılığın, mertliğin ve ciddiyetinle tanıdı seni. Rüzgârın oldukça ters eserdi. Bazen ayazın vururdu yanaklarıma. Varsın olsun! Zaten hep "Çetin olmalı aşklar; tıpkı kara sevdalı kışlar gibi" derdim. Olmadı bir şikayetim. Üşüyen ellerimi, yaşaran gözlerimi az mı sakladım senden.Bazen yalancı güneşinle aldatsan da, gerçek yüzünün soğukluğuna da alıştırmıştın beni. Tepeden tırnağa sırılsıklam etsen de, bilirdim bu hallerinin gelip geçici olduğunu. Baharınla güller açardın gönül bahçemde. Senin havanda, adımladığım kaldırımlarda ıhlamur kokusunu içime çekmek ne kadar da güzeldi. Bazıları rengini soğuk ve soluk buluyorlardı senin. Onlar bilmiyorlar ki senin içini ve ilçelerini. Açtığında; sapsarı, ışıl ışıl parlayan saçlarını omuzlarında hissetmişler miydi? Ya da batarken; semalarındaki renk cümbüşünle gözlerine ziyafet çekmişler miydi acaba ? Bahtı karaların değil bahtı açıkların şehrisin sen Ankara! Cumhuriyet güneşi senden doğdu ve şehir şehir ışık saçmaya devam ediyor. Ulu Önder Mustafa Kemal ATATÜRK’ün ebedi istirahatgahı Anıtkabir ne büyük onur ki senin toprağında! Kurtuluş Savaşımızın idare edildiği, milli mücadelemizin sembolü, baş tacım, başkentim, yaşam merkezim başka söze ne hacet alenen itiraf ediyorum : "Seni çok ama çok seviyorum." Ben Ankara’ya olan sevdamı yazdım ama biliyorum ki her şehrimizin ayrı bir destanı, ayrı bir güzelliği vardır. Yine biliyorum ki bugün bütün yürekler ayrı bir heyecanla ama aynı sevdayla çarpıyor. 29 Ekim Cumhuriyet Bayramımız hepimize kutlu olsun. Aysel AKSÜMER |