Olağanüstü güzelliklere evsahipliği yapan ve tabiatın yeniden uyanış mevsimi olan bahar acaba bugün dünya üzerinde kaç kişinin kalbine aşk tohumları serpecek, kimleri birbirine aşık edecek kimbilir.... Aşk öyle doğal gelişir ki anlamazsınız bile bir de bakarsınız aşıksınız. Aşkların başlangıç öyküleri de öyle farklı farklıdır ki… Ama aşıkların hikayelerini kendi ağızlarından dinleseniz, anlatırken ki gözlerindeki parıltıyı yakalayabilirsiniz. Çünkü çok özel anlardır. Hiç ama hiç unutulmazlar. Ben aday memur olarak göreve başladığım işyerimde yemekhaneye hiç çıkmazdım. Zemin katımızda bir çay ocağı vardı. Çayın yanında güzel bir sandviç en favori yemeğimdi. Ama ne zaman buraya gelsem anında genç bir memur arkadaş daha içeri girerdi. Bir oldu, iki oldu artık gözaşınalığı oluştu birbirimize. Bir de meslekdaşız ya artık selam verip alır bile olmuştuk. Ama tek bir cümle kurmuyorduk. Ben bir tuhaflık hissetmeye başladım yüreğimde, bir yandan “Bu nasıl bir tesadüf, nasıl oluyor da ben her buraya gelişimde o da geliyor” diye de düşünmedim değil. Bazen ilk ısırdığım parçada, bazen ortasında bazen de sonunda ya da çayocağından çıkarken kapısında hep karşılaşıyorduk. İşte bu karşılaşmalar bizim kalplerimizin birbirine aktığı anlar, çay ocağı ise aşkımıza evsahipliği yapan yer oldu. Daha sonra bu tesadüfün rastlantı olmadığını, tamamen organizasyon olduğu öğrendim. Eşim aynı işyerine benden altı yıl önce başlamış, başta asker olmak üzere tüm çay ocağının müdavimlerine “Yeni bir kız işe başladı, çok beğendim ne zaman gelirse bana çaktırmadan telefon ile bildirin” demiş. İşte böyle aşkın ne zaman, nerede ve ne şekilde karşımıza çıkacağı hiç belli olmuyor ki ben hiç mi hiç düşünmüyordum. Derken; tam aşık olarak evlenir buldum kendimi. Kötü mü oldu bence hayır, evlilik müesesesi çok zor öyle uzaktan görüldüğü kadar basit değil. Yani sırf güzel bir gelinlik, damatlık ve süslü püslü bir gelin arabası değil. Mesuliyetler, karşılıklı anlayış, özveri, ardından birbirini idare etme, yıllar önce hiç görmediğin ama eşinle evlendikten sonra çoğalan akrabaların ve en önemli bekarlıktan evliliğe bir adapte süresi oluyor. Eğer evlilik aşkla örülmüş duvarlardan oluşmamışsa güçlükleri atlatmak bence zorlaşıyor. Ben; birbirine sırıksıklam aşık olarak evlenen bir çift olduğumuz için yirmiiki yıldır sürdürdüğümüzü düşünüyorum. Arada hakiki aşk varsa sorunlar sanki daha kolay çözülüyor. Ama bir de şans diye faktörler de var. İki taraf ne yaparsa yapsın, dış etkenler veya farklı sebepler varolan aşkları söndürebiliyor. Ya da insanların karşısına yanlış insanlar çıkabiliyor. En büyük dileğim; bütün aşkların başladığı şekliyle devam etmesi, hüsran ve acı ile bitmemesidir. Güzel ve mutlu günler için aşklar daha bir aşkla devam etmeli. Bugün tamamen kendi düşüncem olan belki bana katılıp, katılmayacağız yönler olabilir veya daha da gelişebilir bir “AŞK BİYOGRAFİSİ” hazırladım. Umarım beğenirsiniz… AŞKIN OTOBİYOGRAFİSİ AŞKIN ADI : Aysel, Ali, Hasan, Gamze ...... CİNSİYETİ : Bir kadın ve bir erkek MİLLİYETİ : Yoktur DİL : Dünya üzerindeki tüm diller Türkçe (Seni Seviyorum) AŞKIN ÖMRÜ: Şiddeti ile doğru orantılıdır. AŞKIN DEMOGRAFİSİ: Aşıklar belli bir bölgede toplanmazlar o yüzden net rakam yok. Genelde parklar, sinemalar, pastane vb. yerlerde yoğunlaşırlar. AŞK NEREDE YETİŞİR: Aşk kalpte filiz verir, büyür, olgunlaşır. AŞKIN MEYVESİ NEDİR: Tabiki çocuklar. Ama sırf kendi kendine yeten ve meyvesiz de çok güzel aşklarını devam ettirenler vardır. AŞKIN MEVSİMİ : Genelde tabiatın uyanış mevsimi yani açık ara farkla BAHAR, elbette gönül bu başka mevsimlerde de olabilir ama sıklıkla baharda görülür. AŞKIN RÜYASI : Evlilik AŞKIN GÖZ BOZUKLUĞU : Aşık sevdiğine hep yakın olmak ister. O yakınlıkta da uzağı hiç göremez. Yani gelecekten o kadar uzaktır. MİYOP’tur. Aşk sadece yakını görür. Hatta aştan gözü kör olan bile vardır. Sevdiğinden başka hiç bir şey görmez. AŞKIN KATKI MADDESİ VAR MIDIR? Aşk’ın ana maddeleri; sevgi, fedakarlık, sadakat vb. iken yanında kıskançlık, bencillik, paylaşamama, kendini üste çıkarma .....gibi yan katkı maddelerini de muhteviyatı içine alır. AŞKIN HAMMADDESİ : Sevgidir. LOGOSU : Kalp SEMBOLÜ : Ayışığı, Mumışığı, Sahil vb. (Kişiye göre değişir) RENGİ : Kırmızı (Kişiye göre değişir) ÇİÇEĞİ : Kırmızı Gül. AŞKIN YAN ETKİLERİ / BELİRTİLER: Kalp çarpıntısı, duygusallık, ağlama, dalgınlık, uykusuzluk, paylaşamama, yanındayken bile özleme, uğruna ölebilmeyi göze alma, bağımlısı olmak, aşktan sarhoş olmak, yerde mi, gökte mi nerede olduğunu bilememe hali, ya çok konuşma ya hiç konuşamama hatta tutulma halleri.... AŞKIN KULLANILDIĞI YERLER: Sanatın her alanı, şiir, şarkı, heykel, tiyatro, sinema .... AŞKIN DOZU : Sevebildiğin kadar sev. Yemek öğünü gibi değildir. Çok sevmekten ölen olmamıştır ancak kara sevdaya yakalanabilirsiniz. AŞKIN YÖNETİM ŞEKLİ : Demokrasidir. Ancak; monarşi, oligarşi ve sıkıyönetim idaresi ile yönetilenler dahi vardır. AŞKTAN AYSEL’CE SÖZLER Aşkın eğer; Kalbinin sesi, Gözünün feri, Bakışlarının esiri, Ruhunun sahibi, Olmuşsa eğer; O zaman: Aşkla aşık atılır mı hiç? Nefrete kaşık, İhanete çanak, Sevdaya kafa, Tutulur mu hiç? AŞK Canda canan, Damarda kan, Kalpte iz bırakan, Yakıp kavuran, Uğruna deli olunan, Bakışları bir tek ona olan, “Mührü sevdada olan Kişiye Özel Zarftır “ AŞK AŞKLA SÖKÜLMEZ AŞK AŞKLA YAŞANIR AŞK BİR ÖMÜR AŞKTIR. GERİSİ YALAN…. Aysel AKSÜMER |