Sevmek birbirine değil, birlikte aynı noktaya bakmaktır. exupery
Aysel AKSÜMER
Aysel AKSÜMER

Akrep ve Yelkovana Şöyle Bir Dokunuş

Yorum

Akrep ve Yelkovana Şöyle Bir Dokunuş

25

Yorum

1

Beğeni

0,0

Puan

2116

Okunma

Okuduğunuz yazı 8.7.2011 tarihinde günün yazısı olarak seçilmiştir.
Akrep ve Yelkovana Şöyle Bir Dokunuş

Akrep ve Yelkovana Şöyle Bir Dokunuş

“Gel zaman git zaman içinde” diye mi başlasam yoksa “evvel zaman içinde” diye mi bir türlü karar veremedim. Gerçi her ikisi de tam kapalı olmayan bir kapıya açılıyor. Maksadım; zaman denilen mefhuma ilişkin düşündüklerimi paylaşmak. Bunun için de zaman konusunda en zahmetli işçiliği üstlenen akrep ve yelkovana iki çift sözüm olacak. Tabi ahenkli akışını kesmeden bu iki sevimli kuyruğa küçücük bir dokunuşta bulunmak ve izninizle sizinle mini bir sohbette bulunmak istiyorum.

Türkçe dil bilgisi kaynaklarına baktığımızda zaman için “belleğimizin yarattığı, başı ve sonu olmayan soyut bir süredir. Dil bilgisinde zaman eylemin yapılmakta olduğunu, yapıldığını, yapılacağını bildiren soyut süre kavramıdır” diye bir tanımla karşılaşırız. Dünü, bugünü ve yarını tam anlamıyla anlatabilmek için dil bilginleri öyle güzel çalışmalar yapmışlar ki. Bize sadece var olan kalıplaşmış zaman kiplerini doğru ve düzgün kullanmak düşüyor. Bunu yazı üstünde veya konuşurken başarıyla uygulayabilirken aktif hayatımızda maalesef tabiri caizse çuvallıyoruz. Evdeki hesap çoğu zaman çarşıya uymuyor. Başta, geçmişi unutamadığımız için geleceğe zor uyum sağlıyoruz. Geçmişin enkazlarını geleceğin önüne döküp yolumuzu kapatıyoruz. Oysa Cowley “Geçmiş veya gelecek yoktur. Sonsuz bir şimdi vardır” derken ne kadar güzel mesajlar vermiş.

Zamana yapıştıracağımız etiket, karakter ve meslekler olsaydı acaba neleri uygun görürdük. Zamanla bütün yaralarımızı iyileştirip şifa dağıttığına göre; doktor, bizden çok şey çaldığı için; hırsız, bizimle kıyasıya yarıştığına göre belki rakibimiz, gül yaprağı kadar narin ciltlerimizi kırıştırdığı için acımasız, ders verdiği için bir öğretmen, tecrübeler kazandırdığı için bilge, öldürdüğü için katil bile olabilir. Cicero’nun “Zamanın azaltamadığı, yumuşatamadığı üzüntü yoktur “ sözüne göre Ruh ve Sinir Hastalıkları Uzmanı olma şansı da yüksek.

Hepimiz zamanın azlığından sitem ediyoruz. Ya da evimizin mutfak bütçesinden bahseder gibi “ne yaparsam yapayım yetmiyor” diye feryat ediyoruz. Günlük limitimiz olan yirmi dört saate hükümetten zam talebinde bulunamayacağımıza göre çok aşina olduğumuz iktisat bilimini yine devreye sokacağız. Saatlerimizin kemerlerini sıkacağız hem de sıkı sıkı.

Biz daha dünyaya teşrif etmeden önce tıkır tıkır işleyen zaman, bizden sonra da kuşkusuz aynı tempoda devam edip gidecektir. Geceyi süsleyen ay ve yıldız, gündüzü aydınlatan güneş, yaşadığımız her anın kah sabahı, kah öğleni, kah akşamı olup gidecek biz de ona ayak uyduracağız. Bu esnada bazen planlı bazen plansız olaylarda başrol oynayacağız. Olumlu ve olumsuz pek çok kavram iç içe olacak ve kabul edip etmeme lüksümüz olmayacak. Gecenin gündüze, gündüzün geceye dönüşü gibi her şeyi kabul edeceğiz. “Hayır dediğimiz onaylamadığımız şeyler de aslında bizim kabul penceremiz değil mi?” diye de düşünmeden edemiyorum.


Ne çağlar atlatmış şu insanoğlu sonra kendi çağlarını geçirmeye başlamış: bebeklik, çocukluk, yetişkinlik ve yaşlılık gibi. Dünya üzerinde nefes alan her canlı çağın eteklerine bir tarihte tutunuvermiş. Kimi ilk çağda, kimi orta çağda kimi yakın çağda, Ben ise 1966 yılı Aralık ayında bu eyleme iştirak etmişim hem de farkında olmadan. Ama bu anı sabırsızlıkla bekleyenler çoktan kimliklendirmişler bile beni.

Hemen her bebek ağlar, hatta sesi duvarları yıkar ama ses getireni o kadar azdır ki. Ben de mutlaka böyle ağlamışımdır ama kendimi ses getirmeyenler sınıfına dahil ediyorum. Neden diyeceksiniz. Bunu; “sesim, bulunduğum ortamın çerçevesi dışına hiç çıkmadı” diye rahatlıkla açıklayabilirim.

Ansiklopedi karıştırmayı çok severim ve zaman zaman elime alır, rastgele bir sayfa açarım. En çok ilgimi keşifler ve kaşifler çeker. “Keşfedilmemiş bir kıtayı ilk bulan olmak, hayallerin sınırlarını zorlayan bir icadı insanlığın hizmetine sunmak, yazıyı ilk bulan olmak” ne kadar gurur ve heyecan verici. Okurken bizler de hayranlık uyandıran mucitler, kim bilir eserleri karşısında ne büyük doyum sağlamışlardır. Bunun bireysel doyumun üstünde olduğunu düşünüyorum. İnsanlığa fayda sağlamanın verdiği mutluluğun ölçülebilme derecesi olmadığına inanıyorum. O mutluluğu ve heyecanı kim yaşamak istemez ki. Uzun bir süre elektriksiz kaldıktan sonra çevremizi bırakın içimizi bile aydınlatan o ilk ışık ile sanırım pek çoğunuz benim gibi Edison’a dualar etmişsinizdir.

Tarihte iz bırakmış kişilerin özgeçmişlerini büyük bir hayranlıkla okurum. Bir ağacın üzerindeki sıralı yaprakları düşünürüm. Kahverengi dalların üzerindeki bu yeşil güzellikleri gözümde canlandırırım. Kiminin gelişimini tamamlamış olduğunu görürüm, kiminin yeni fide verdiği görür heyecanlanırım, kimi de bir zararlının kurbanı olup canım yüzeyi delik deşik olmuştur üzülürüm. Onlar da bizim gibi aynı havayı teneffüs ediyorlar. Hele meyve vermiş ağaca olan bakışım daha bir başkadır. Bir sürü yaprağın arasında meyveleri bu saydığım özel insanlara benzetirim.


Eğer onları saymakla görevlendirilmiş bir “yaprak nüfus memuru” olsaydı kütüğünde mevcut birbirine çok benzeyen yapraklardan sadece bir kaçının dünyaya faydalı bir eser bırakacağını nereden bilebilirdi ki. Biz insanlar da aklımız, düşüncelerimiz ve birbirine benzeyen iskeletimizle tıpkı yapraklar gibi ne kadar birbirimize benziyoruz ama neden sadece mevcutlarımızla yetiniyoruz. Beynimizin sınırlarını zorlamıyoruz. “Fazla merak iyi değildir” sözünü değiştirmek mi gerekir acaba. Çünkü insanlığa faydalı olmuş, iz bırakmış, başarılı kişiler hep meraklı, çevreyi araştıran, düşünen, sorgulayan insanlar arasından çıkıyor. Belki yaptığımız en güzel şey verdiğimiz meyveler olan çocuklarımız. İnşallah onlar kendilerini aşarlar. Önce sağlık gelir ama başarı da neden gelmesin ki. Aza kanaat getirmek güzel ama bu beynimizi az kullanmamız için söylenmiş bir söz değil ki. Tabi bunlar benim düşüncem sizlerin düşüncesine de büyük saygım var. Zamanı pinekleyerek geçirmek yerine daha faydalı işler için harcamak toplum için de fayda sağlar.

Zaman; hepimizin kıymetlisi. Zamana karşı yarışılan, uyum sağlamakla geçirilen günler; yıpranan sinirler, yara almış gönüller ve yılgınlıklarla devam ediyor. Zaman; kor ateşlerin alevini bile yavaş yavaş söndürse de yok olmayan külleriyle beraber yaşamayı biz insanlara öğretiyor.

Zaman; kiminde oldukça fazla, kiminde ise kısıtlı.

Zamanı; “ince ince dilimleyip sindire sindire tüketmek” ya da “bölecek kadar bile zamanım yok deyip ayak üstü geçiştirmek” tercih sizin?

Sevgilerimle.

Aysel AKSÜMER


Paylaş:
1 Beğeni
(c) Bu yazının her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir. Yazının izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Yazıyı Değerlendirin
 
Akrep ve yelkovana şöyle bir dokunuş Yazısına Yorum Yap
Okuduğunuz Akrep ve yelkovana şöyle bir dokunuş yazı ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
Akrep ve Yelkovana Şöyle Bir Dokunuş yazısına yorum yapabilmek için üye olmalısınız.

Üyelik Girişi Yap Üye Ol
Yorumlar
Hüseyin Akdemir
Hüseyin Akdemir, @huseyinakdemir
9.7.2011 23:51:31
Hızınıza yetişmek ne mümkün Aysel Hanım.
Öyküleriniz de denemeleriniz de her zaman günün yazısı olmayı gerçekten hak ediyor.
Geç kalışımı bağışlayın.
Tebriklerim içten.
Saygı ve sevgiyle kalın...
Ağyar
Ağyar, @agyar
9.7.2011 21:57:54
“Zaman; kiminde oldukça fazla, kiminde ise kısıtlı.”

Burada birden fazla anlam içerdiği için tam olarak neyi kastettiğiniz anlayamadım. Her insanın ömrünün süre olarak farklı olduğunu mu ima ettiniz yoksa her insan için zaman mevhumunun farklı derecede önem arz ettiğini mi kast ettiniz. Sanırım ikinci şıkkı kastettiniz.

Teorik olarak, 2011 yılının Temmuz ayının dokuzuncu gününü tam gün yaşayanların hepside tamı tamına 24 saat yaşadılar. Ne bir saniye eksik ne bir saniye fazla. Bir anlamda zaman, herkes için eşit. Problem; boş vakitlerin içlerinin ne kadar doldurulduğu sanırım. Boş vakitler, gerçekten “boş” vakitler midir?

Yine “zaman” ile alakalı güzel bir yazı okumuştum, şimdi hatırlayamıyorum, nerede okumuştum, yazarı kim diye. Aklımda kaldığı kadarı ile bu anlamda bir ana fikri vardı; “Her gün her saat her dakika özeldir. O ki hiçbir zaman hangisinin son olacağını bilmiyoruz”

Ve sonu şöyle bitiyordu; “Bu yüzden bazı(*) şeyleri sakın ertelemeyin”

Tebrikler, selamlar, saygılar

(*)Kişiden kişiye değişmekle beraber, genellikle “insani!” şeyler.
Fulya CODAL
Fulya CODAL, @fulyacodal
9.7.2011 21:23:09



sevgili Ayselciğim kutlarım..


sevgiyle..


Kemnur
Kemnur, @kemnur
9.7.2011 16:44:30
hoş sohbetti...ansiklopedi karıştırma merakımız örtüşüyor; sadece tek fazlalığım var sizden: benim ansiklopedi kitaplığım banyoda. Tuvalet ihtiyacı için girdiğim o yerden bazen esas yapmam gerekeni unutup saatlerce ansiklopedi karıştırmaya dalıyorum da, sıraya bir giren olursa zoraki çıkıyorum... bu espri amaçlı bayağı notumu hoşgörüyle karşılayacağınızı umarak saygı ve sevgiyle. GÜZEL SOHBET YAZINIZ İÇİN DE, GÜNÜN YAZISI SEÇİLMESİ NEDENİYLE DE TEBRİK EDERİM.
direniş
direniş, @direnis
9.7.2011 12:55:32
yürekten tebriklerim serildi cillop gibi yazına aysel...

sağolasın

selam ve saygılarımla ustam...
handan akbaş
handan akbaş, @handanakbas
9.7.2011 12:29:17
10 puan verdi
Diğer yazıların gibi güne gelmeye layık bir yazıydı, tebrikler arkadaşım.
Yeni paylaşımlarında buluşmak dileğiyle, selam ve sevgiler.
Abdulkadir BOSTAN
Abdulkadir BOSTAN, @abdulkadirbostan
9.7.2011 11:48:34


yazı, her zamanki gibi güne gelmeyi fazlası ile hakkeden ustalıkta ele alınmış, okuyucuyu peşinden sürükleyen dizelerdi...

fakat asıl güzel olan, sayın yazarımızın bir çoğumuzun gündeme getirmekten kaçındığımız "Edebiyat Defteri her zaman söylüyorum ilk göz ağrım. Burada çok şey öğrendim. Daha da öğreniyorum. Sayın Ansızın ve her biri birbirinden kıymetli ekibine bizlere böyle bir imkan sundukları için bir kez daha teşekkür ediyorum" yürekli ve samimi açıklamasıdır.

bu siteye geldikten sonra ki gelişmemizi, defter ve defterin değerli şairlerine atfetmekten çekinip, sahte usta kalem kostümlerine bürünüp ve bu kostüme toz kondurmak istemeyenlere ders niteliğindeydi... teşekkür ediyorum değerli yazar, bende bir nebze kendimi geliştirmiş isem defter ve defterdeki değerli şair arkadaşlarım sayesindedir...

sizi iki kez kutluyor, bende emeği geçen değerli defter kurucu, yöneticileri ve çok değerli şair arkadaşlarıma bu vesile ile teşekkür ediyorum... saygımla




Nermin Kaçar
Nermin Kaçar, @nerminkacar
9.7.2011 11:26:50
Tebrik ederim Aysel' ciğim. Yazını beğenerek okumuş fakat yorumlayamamıştım. Zaman her şeyin ilacı derler o bir yana o kadar da kıymetlidir aynı zamanda. Tebrik ve sevgilerimle....
tacettin yıldırım
tacettin yıldırım, @tacettinyildirim
9.7.2011 10:02:54
eşimin ayağı kırıldı ....zaman bulup nete pek giremiyorum...yazına geç kalışımı bağışla....kutlamaya yetiştim tebrikler
Muharrem Nalçacı
Muharrem Nalçacı, @muharremnalcaci
9.7.2011 08:48:26
Zaman ve yaşam...Beni şaşırtan ve sonu olmayan bir bulmaca..Bulmak istedikçe içinde kaybolur yiter giderim.
Tıpkı bir önceki yitip gidenler gibi.
Saygımla şair.
Tebrikler
Aysel AKSÜMER
Aysel AKSÜMER, @ayselaksumer
9.7.2011 00:54:29
Edebiyat Defteri her zaman söylüyorum ilk göz ağrım. Burada çok şey öğrendim. Daha da öğreniyorum. Sayın Ansızın ve her biri birbirinden kıymetli ekibine bizlere böyle bir imkan sundukları için bir kez daha teşekkür ediyorum. Değerli Seçki Kurulu ve Edebiyat Defteri ailesindeki bütün dostlara sevgilerimi sunuyorum. Nice paylaşımlarda görüşmek üzere.
İlhan Kemal
İlhan Kemal, @ilhankemal
9.7.2011 00:29:43
Aynur Hanım da, siz de zamandan açmışsınız sözü. Haftasonunun gelişinin etkisi midir, yoksa sadece bir tesadüf mü bilemiyorum.

Saatlere karşı tutkusu olan bir kişiyim. Tıpkı şehrin hangi noktasında olduğumu bilmem gibi, zamanda da nerede durduğumu bilmek isterim. Sırf zamanda yolculuk edebilmek için akademik olarak tarih çalıştım. Aynı yolculuğun diğer yöne olan bileti içinse bilim kurguyla ilgilendim. Eski fotoğraflara, klasik tablolara merak saldım. Belki bu yüzden, gündelik yaşamı anlatıp, beni zamanda gezdirdikleri için seviyorum Flaman okulunu.

Şimdi, sizin denemenizde yeniden karşıma çıktı zaman. En başa döndürdünüz beni Evvel zaman içinde diyerek. Tebrik ederim.
Um
Umut Kaygısız, @umutkaygisiz
9.7.2011 00:16:37
Tekrar tebrikler. Güne yakışıyordu kaleminizden damlayanlar. Çenemi kapalı tutamadığım için bağışlayın beni ama bu kadar ciddi ve rekabetçi bir sitede birinci seçilen bu yazı, 5-6 yazı içinde ilk üçe girmiyorsa elimde olmadan rahatsızlık duyarım. Affedin ama haksızlık, iltimas... bunlara tahammül etmek zor. Beni anladığınızı ümit ediyorum ve tekrar kocaman tebriklerimi bırakıyorum. Saygılar.
erolabi
erolabi, @erolabi
9.7.2011 00:15:28
Zaman muhakkak ki her acının ve elemin ilacı.
Fazla veya az olması değil, tüketilen zamanda hayatın adandığı şey önemli değil mi?
Hayat neye adanırsa o kadar kıymetli,o kadar muhteşem.
Zaman bazılarımız için az gibi görünse de ,asıl zaman çok.
Zamansız memleketlerde ebedi yaşamın akıbetinin "cennet" olması dileklerimle...




Emine UYSAL (EMİNE45)
Emine UYSAL (EMİNE45), @emineuysal-emine45-
9.7.2011 00:10:56
Zaman; kiminde oldukça fazla, kiminde ise kısıtlı. Telafisi olmayan tek şey zaman sanırım.

Tebrik ederim sevgili Aysel, güzel bir denemeydi.

sevgimle.
Eser Akpınar
Eser Akpınar, @eserakpinar
9.7.2011 00:09:41
Zaman; en çabuk geçtiğini düşündüğümüz...
En çabuk geçmeyen; düşündüğümüz gibi..

Yüreğinize sağlık. Hak ettiği yeri bulan, okunması gereken bir yazı. Sevgiler, selamlar.
HakkınSesi
HakkınSesi, @hakkinsesi
9.7.2011 00:06:56
Bir ben var ki benden içeru der gibiydi yazı ablacım...

Tebrikler...

hürmetle...
heartthief_hsyn
heartthief_hsyn, @heartthief-hsyn
8.7.2011 23:49:02
GİTME ZAMAN BENİDE EMZİR KOYNUNDA


Ve işte gidiyor hayat;
Maviliğin siyah tortusunda;

Gitme!
Diye haykırsa da yürek,
Doğan fecr-i'yi karartıyordu gece,

Ve zaman akıyordu öylesine
Bir kapı aralığı kadar yürüyemedik
Söyleyemedik gönülden geçenleri,
Sevgi maşrapasının kulpuna takıldık,
Ve astık gururun tozlu raflarına,
Çok zorda değildi oysa
Seni seviyorum diyebilmek,

Süzülüyor zaman farkında olmadan
Bir YELKOVAN AKREP çevresinde
SANİYELER ondan aceleci ve telaşlı
Ömrümü kastedercesine

Saygılar bıraktım gönül sofranıza
TekinSağ.
TekinSağ., @tekinsag-
8.7.2011 11:48:49


Bunun için de zaman konusunda en zahmetli işçiliği üstlenen akrep ve yelkovana iki çift sözüm olacak.

İnceden kişileştirme ve hoş espri okurla aranızda samimi bir köprü kurdurmuş. Ciddi yazıların satırlarında beklenmeden çıkıveren bu hareketlilik yazının ve yazarın çekiciliğini artıran bir durum. İyi yakalamışsınız. Sondaki okura teşekkür kısımlarını başka arkadaşlarda da gözlemliyorum. Gereksiz bir şükran. İyi yazarlar başarılı çalışmalarıyla ve gösterdikleri özenle zaten okurlarına gereken saygıyı gösterdikleri için asıl okurları onlara teşekkür etmeliler. Ben olsam böyle bir çalışmada o teşekkür kısmını asla koymazdım.
bekir güçlüer
bekir güçlüer, @bekirgucluer
8.7.2011 11:05:11
Sayın Aysel AKSÜMER,

Bir düşünür zamanla ilgili şöyle demiş;
"Ey insan! Zaman sensin,
Sen iyi olursan zaman da iyidir,
eğer sen kötü isen, zaman da kötüdür"

Yazınızı beğenerek okudum. Tebrik eder, saygılarımı sunarım.
handan akbaş
handan akbaş, @handanakbas
8.7.2011 10:25:09
10 puan verdi
Kimileri çok kısa zamana oldukça değerli işler sığdırabildiği halde, boşuboşuna geçen koskoca ömürler heba olabiliyor.Haklısın arkadaşım, zaman darlığından şikayet etmek yerine, elimizdekini en verimli şekilde değerlendirmek gerekiyor.
Bu güzel yazının üzerine yorumumu fazla uzatmıyayım.
Güne gelmeye layık bir yazı, tebrikler, hayırlı cumalar canım.
Ve
Veysel Başer, @veyselbaser
8.7.2011 09:44:35
Başarılı bir çalışma. Yazım ve anlatım kusursuza yakın. Hedefinize ulaşmakta olduğunuzu görüyorum.
Başarı dileklerim sizinle. Saygılar.
Aynur Engindeniz
Aynur Engindeniz, @aynurengindeniz
8.7.2011 08:49:52
10 puan verdi
İşte bu kadar...

Çok haklı çok başarılı ve çok akıcı...

Bugün daha iyi bir deneme okuyacağımı sanmıyorum.

KUTLUYORUM.

AYSE 09
AYSE 09, @ayse09
8.7.2011 08:26:21
canım sın
yine güzel anlatımdı zamana dair
evet öyle hızlı gidiyorki tutmanın imkanı yok
sevgimlesin
hayırlı cumalar ve güzel geçen zamanlar olsun
Um
Umut Kaygısız, @umutkaygisiz
8.7.2011 00:53:00
Daha evvel de duygusallık üzerinize bir yazınızda aynı şeyden bahsetmiştim: "Brain Storming" Gerçekten bu konuda uzman gibisiniz. Kaleminizin peşine takıldımı insan kaptırıp gidiyor işin doğrusu. Ve düşünce dehlizlerinde çıkış yolu ararken bir de bakıyor ki doğru yol diye bir şey yok. Sadece tercihler mevcut. İşte bunu öğreten bir yolculuk daha bıraktınız avuçlarımıza. Yürekten tebrik ederim. Sizden öğrenecek çok şeyim var.
© 2025 Copyright Edebiyat Defteri
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.

Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.
ÜYELİK GİRİŞİ

ÜYELİK GİRİŞİ

KAYIT OL