20
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
1590
Okunma

Türk Edebiyatı ve özellikle de çağdaş Türk şiirinin şekillenmesi hakkında (düşün ve duyum dizgelesel inceleme sonucu) şunları çıkarsayabiliriz.
Edebiyat sözcüğü kavramsal olarak ’Tanzimi Dönem’e değin yoktur.
Bunu, Tanzimat dönemi Osmanlı-Türk aydınının doğuşuyla başlatabiliyoruz
İki grup etken ve devamında üçleme karakter başlatıcıyla biliyoruz.
Mithat, Ali ve Fuad paşaların hamiliği ve "düvel-i muazzama" sefirleri etkisindeki, ikinci eylemci trio.
Bunların Namık Kemal, Ziya paşa ve Şinasi olduklarını biliyoruz, ilk aydının doğuşu ve ruşeym halidirler.
Tanzimi aydın-münevver tipidir.
Edebiyat kavramını o dönemdeki hengamede bu ekip kavramasallaştırıp, literatüre sokmuştur.
Ondan evvel kavram tekrar yazıyorum; yoktur.
Buradaki konum ve durum Osmanlı-Türk Tanzimat Dönemi’ndeki eğitim, kültür ve sanat hegemonyasının bütünsel sınıfi olarak kimin ellinde olmasıyla da çok ilintilidir.
Bir, tercüme odası.. ki, gayri müslüm ve dil bilen, komprador-levant ekalliyettir.
Düvel-i muazzamaya kafadan bağlı ve bağımlı ekip olmaktadır.
Türkçe (Osmani Türkçe anadilleri olmayıp) ikinci dilleri olanların, estetik ve diyalektiği ve özgün gerçeğinden çok farklı bir Türk düşün-duyum bütünlüğü yaratılması durumu vakidir.
Osmanli dönemi Türk Edebiyatı kavramı böyle dinastik ve etnik dolgulanıp, o şekilde dokundu.
Bu proto-koloniyal başlangıç, hiç bir zaman edebi ve felsefi anlamda özgün olma ya da özgüne varma gibi bir tarihsellik niyetinde olmadı.
Olmaya da niyeti yok, bu nedenle bir Rus, Fransız, İngiliz edebiyatındaki devrim Türk Edebiyatı’nda yaşan(a)madı.
Yaşanması ihtimali, sömürge ve moda/aşırma tipi aydın ve edebiyat zincirinin kırmasıyla doğru orantılı mümkünlük arz ediyor.
Tercüme odasındakilerin birer birer imparatorluktan kendi ulus devletlerini kurarak kopmaları sonucu, iş görüntü Türk ve müslümanı olan ikinci jenerasyona kaldı, Tanzimi Meşruti sentezyel bir aydın tipidir.
Cumhuriyete intikali ilginçtir.
Türklerin, bu sebepten sınıf ulussal bir edebiyat devrimine ihtiyaç duyduğu söylenebilir.
Bu cümleyi "1923 milli demokratik devrimi"ni sorgulayarak ve devrimin neden en yakındakilerce sarf-ı nazar edilmişliğine de bakarak yazmış oluyorum.
Bir de mutlaka tamamlanmasına.. tamamlanması gerici, etnikçi, mezhepçil karşı-devrimle mücadeleyi gerektiriyor.
Kaydüşart ve elzemdir...
Formülasyonu; ekseriyet ve ekalliyet çelişkisi nedenli, falsifiye bir zahiri Türklük dışında, nihai amacının yokluğunu da gösteriyor.
Türk kavramını ısrarla Türkiyeliliğin, Anadoluculuğun, kimliksiz ümmetçiliğin üzerine bina etmesindeki dayatmanın temelinde de kısaca bunlar var.
Olaylara ekseriyet ve ekalliyet çekişmesinin yaşandığı, dirhemlerin tonlardan ağır geldiği ve hiç bir tarih-toplumbilimsel yasanın işle(til)mediği yerden bakabilmek gerekiyor...
Bakabilmeliyiz...
Türkiye’de ve Türklere yönelik, bitevi sömürü tahkimatının bölümselidir.
Son söz: Türk Edebiyatı hem öz ve özgünü arama kaygısı olmayarak sürekli taklit eden ve hem de gayri Türklerin tekelinde olup, onların Türk takliti yaptıkları tuhaf sömürge tip bir edebiyat hali olmaktadır.
Ahmet Kutlu Ayyüce
27.12.2016